|
|
|
Mutlu günlerimizi, özelliklede bayramlarımızı paylaştığımız
likör, meyveden kadehlere uzanan yolculuğu sonunda damaklarda
unutulmaz bir tat ve haz bırakıyor. Bu birbirinden renkli,
birbirinden keyifli likörlerin üreticisi de Mecidiyeköy'deki
likör fabrikasıydı. Ancak dutlarıyla ünlü Mecidiyeköy, önce
dutlarından oldu (edildi).
Bir
zamanlar en lezzetli dutların yetiştiği Mecidiyeköy'ü, artık
çift katlı yolları, gol sesleri ile çın çın öten Ali Sami
Yen Stadyumu, yeni yeni fışkıran plazaları, otelleri ve
tekel'in likör fabrikası ile biliyoruz.
Kalitesini hiç bozmadan yıllara meydan okuyan fabrika,Türk-
Fransız ortak yapımı olan Bilecikte'ki yeni fabrikasına
taşındı. Ancak üretim ilk günkü gibi aynı titizlikle devam
ediyor. Fabrikanın müdürü "meyve bölgesinden uzaklaşmamız
mümkün değil, üretim ve tüketime çok yakın olma zorunluluğu
var." derken Türkiye'de en çok içki tüketilen yerin Batı
Anadolu olması nedeniyle bu bölgeden kopamadıklarını belirtiyor.
Fabrikayı kuran Fransızlardan kalma 1930 yıllarında meşe
ağaçlarından yapılan fıçıların bir bölümü Çanakkale Konyak
Fabrikasına . Diğer Likör yapımında kullanılan araç gereç
ve makinelerin nostaljik özellik taşıyanları, Ankara'daki
Atatürk Orman Çiftliği'nde müzecilik anlayışıyla sergilenecek.
Ramazan ve Kurban bayramlarında, bayramlaşmalarda
minik kadehler, çikolata ve içi sürprizli mendillerle ikram
edilen likörleri orta yaş ve üzerindekiler hatırlayacaklardır.
Özellikle özel günlerde tepsi ve kristal kadehlerde ikram
edilen likörlerin kokusunu, karşı konulmaz berraklıktaki
renkleri ve nane ile muzun damak ve hafızalarda yerini koruyan
tadını unutmak mümkün değil... Bayramlaşmalar azalıp seyahatler
artınca bu adetlerde yaygınlığını kaybetti. Ama Türk likörlerinin
Avrupalılarla yarışı yükselen kalitesiyle devam ediyor.
Kendini yıllar önce kanıtlamış olan Türk likörlerinin özgün
üretimi ve eşi bulunmaz özellikteki meyve kullanımıyla haklı
şöhrete ve altın madalyalara sahip. Nane, muz, ahududu,gül,
portakal, mandalina gibi çeşitler yarışmaların gediklilerinden.
Türk likörlerinin kalitesine yansıyan özellik, yurdumuzda
yetişen emsalsiz meyvelerden geliyor.
Ekolojik yapıdaki meyveler birbirine göre bazı farklılaşmalar
taşıyor. İklim, toprak güneş etkisinin yanı sıra ülkemizdeki
bolluk, ekonomik fiyatlar sayesinde has meyveler kullanılarak
üretilen likörlerin baş müşterisi Almanya, İngiltere, Japonya,
Finlandiya ve Amerika.
.
Likör çeşitleri
Fabrika laboratuvarından likörlerin piyasaya arzına kadar
fiziksel ve kimyasal analizi her safhada yapılıyor. Üretim
aşamasında çelik tanklarından alınan örneklerde alkol derecesi,
şeker miktarı, koku, renk ve berraklıkları inceleniyor.
Elde ediliş itibariyle likörler üç sınıfta toplanıyor.
Yaş meyveden ve otlardan elde edilenler: Bu türde diğerlerinde
olduğu gibi alkol, esans ve boya gibi katkı maddeleri karıştırılıp
yüzde 25 alkol derecesine indiriliyor. Paslanmaz tanklar
içinde 7-20 gün arası dinlendirilen ürün, içime hazır hale
getiriliyor.
Yaş meyveden imal edilen likörlerin bir bölümü olgunluk
dönemindeki meyvenin etli kısmından yapılıyor. Özel yerlerden
temin edilen ahududu, çilek, kayısı ve vişne gibi meyveler,
sap ve çekirdeklerin kayışla çıkartılıp değirmenlerde ayrıştırılmasından
sonra içine alkol ilave edilmesini takiben üç ay bekletiliyor.
Masorasyonda tad veren maddelerin alkole intibakı sonrası
filtre preslerle süzülüyor. Eldeki yarı mamul likör enfüzyonları
ve çeşitli katkı maddeleri ile son aşamaya getiriliyor.
Yaş meyvelerin kabuğundan yararlanılarak yapılan yöntemde
ise, özellikli yörelerden alınan mandalin, portakal, limon
ve turunç meyveleri kabuklarından soyuluyor. İç meyveler
hayır kurumlarına verilirken kabuklar üç ay boyunca alkolde
bekletip damıtılıyor.
Elde edilen "Destilat" (yarı mamul likör) ilave katkı maddelerle
hazır hale getiriliyor.
.
Esanstan
yapılan likörler:
Muz, nane, gül gibi likör çeşitleri imalinde esans kullanılıyor.
Özellikle gül imaliyle ilgili bir de hikaye var. 1990 yılında
Fransız degüstatörler fabrikada yaptıkları bir likör içimi
sonrası koşup aynada dillerine bakmışlar. Esansla üretilen
likör çeşitlerinde likör dili boyarmış. İçtikleri likörle
dillerinin boyanmadığını gören degüstatörler fabrika üreticilerini
tebrik edip içime devam etmişler.
.
Drak
likörler:
Altın ve beğendik gibi bir kısmı ithal edilen 24 çeşit ot
ve bazı baharatların karışımıyla hazırlanan malzeme, değirmende,
öğütülüp alkol ilavesiyle likör haline getiriliyor. Kahve
(moko), kakao gibi çeşitlerde çekirdekler kavrulup öğütüldükten
sonra alkole yatırılıp destile ediliyor. Özellik taşıyan
başka Türk likör çeşitleri de var. Bunlar arasında "bindallı"
kabuklu meyvelerin karışımı ile yapılırken "altın" likörü
içine ise, 22 ayar varak altını koyuluyor.
Altın madeninin bin yıl öncesine ait olan bir inanışa göre,
insan vücuduna direnç kattığı ve sinir sistemini düzenlediği
düşünülüyor.
Tekel'in az sayıda ürettiği altın liköründe de, 22 ayar
altın zerrecikleri bulunuyor.
Alkol derecesi 40, şeker oranı 130 gr/lt. Likör çeşitleri
arasında en çok satılan, ferahlatıcı özelliği nedeniyle
nane yıllardır birinciliğini koruyor.
Ahududunun rengi ve tadı ise rakiplerinden farklı. Ahududu,
özellikle İstanbul'un Tarabya, Baltalimanı, Etiler gibi
semtlerinde yetişiyordu. Beton işgaliyle arazi ihtiyacı
karşılamayacak duruma gelinmesi nedeniyle ahududu da Boğaziçi'nin
Arnavutköy semtinin Osmanlı çileği gibi Karadeniz Ereğli'sinden
temin edilir olmuş.
Tokalıoğlu kayısısı, Konya ve Iğdır çevresinden, vişne Kütahya
ve Afyon'dan, aroması yüksek mandalina Bodrum'dan, portakal
Dörtyol, Turunç Adana'dan, limon ise Mersin'den getiriliyor.
Moka, ahududu, çilek, kayısı, limon, vişne, gül, bindallı,
mandalina, turunç, kakao, beğendik, muz, portakal, nane,
altın, acıbadem olmak üzere 17 değişik likör çeşidi olan
Tekel Likör Fabrikası, moda içki akımından da geri kalmayarak
yeni ürünler için çalışmalara devam ediyor.
Duyu, birikim, his, tad alma, hassaslık gibi duyguların
kadınlarda biraz daha öne çıktığı varsayılan özellikleri
ile yeni formülle hazırlanan likörü Türk zevkine uygun nesafette.
Öncelikle belirtmeliyim ki, içki hazırlamak ne kokteyl ne
yemek, ne de parfüm yapmaya benziyor. Ortaya bir eser çıkarırcasına
yaratıcı olup tadı, kokusu, görünüşü ile herkesin beğenisini
kazanmak kolay iş değil. Fakat Tekel Likör Fabrikası elemanları
tecrübelerine, kaliteli malzemeyi katarak bunu başarmışlar.
inanın "pes doğrusu" dedirtecek lezzeti bulmuşlar.
Emsalleri genzinizi yakıp tatlılıktan içinizi bayıltırken,
Tekel'in çalışmasında yudumlama rahatlığı, yutkunma sonrasında
ağız içinde bıraktığı tad, genizdeki ferahlatıcı izi, mutluluk,
coşku, sevinç veren içimi dudak yalatan tadıyla şeftali,
kayısı, vişne, kavun, çilek v.s. gibi meyvelerin en kokulu
en olgunlarını dalından koparıp yemiş gibi hissettim kendimi.
Üretiminde üç farklı alkole sahip bal renkli asil ve ağırbaşlı
likör tarifi için doğrusunu isterseniz, tez hazırlanır!..
|
|
|
|
|
|