Türk Sinamasının Sultanı Türkan Şoray'ın ilk fotoğraflarını 18 Mayıs 1977 de Hilton Otelinde çekmiştim.

Türkan Sultan o tarihte yaklaşık bir yıl film çevirmemiş, attan düşmesiyle geçirdiği set kazası sonucu boyun ağrılarından kurtulmak için İsviçre'de tedavi görmüş ve dönüşünde sanatçı film setlerinde ''Baraj'' filmine başlamıştı. Tecrübeli sanatçı bu filmde senaryo gereği geneleve düşmüş bir hayat kadınını canlandırıyor ve tabuları olan hiç soyunmayan sanatçı ilk kez bu kadar açık bir kıyafetle kamera karşısına geçiyordu. Tarık Akan ile başrol oynadığı Baraj filminin set arasında İstanbul Hilton Oteli havuz başında çektiğim bu fotoğrafta gözleriyle konuşan, hatta baktığı kişiyi bakışlarıyla hapseden, kırmızının dayanılmaz çekiciliğini, kışkırtıcılığını sergilerken dekolte elbisesi, ojeleri, ruju ve saçına taktığı kırmızı gülle bütünleşerek dev sanatçıya yakışan fotoğraf açısından etkileyici bir kompozisyon vermişti. Bu fotoğrafı kendiside beğendiğini belirtmişti. Yıllar sonra bu defa Hürriyetin pazar eki Show dergisi için bir çalışma yapacak, bende röportajı fotoğraflayacaktım. Randevu yeri Türkan Şoray'ın Bebek sırtlarındaki villasıydı ve kararlaştırılan saatte davete hanım muhabir arkadaşım ile gittik.

Çok durgun, düşünceli ve gergindi. Bense kendimi şartlamış ve kurmuştum. Klasik Türkan Şoray fotoğrafı çekmeyi hiç mi hiç istemiyordum. Düşündüğümüde eve girer girmez açıkça söyledim ve farklı enstantaneler istedim, yani hapşırırken, esnerken, gerinirken, kızarken v.s mimikler kapacaktım. İtiraz etti, hiçbirini yapmadı. Bu defa en belirgin ve etkileyici özelliği olan gözlerine yoğunlaşıp iyice yaklaşarak makro çekimle etkisini vermek istedim. Nafile!
"Çok yaklaşmayın makyajım çıkacak" diyerek bu kompozisyonada hayır dedi.

Artık dayanamadım.
-Filmlerde neler neler yapıyorsunuz. Kılıktan kılığa giriyorsunuz, şimdi bu itirazın nedeni ne deyip yoksa o filmlerdeki o rolleri yapan siz değilmisiniz diye soruverdim.

Binbir zorlukla randevu alan ve, Türkan Hanımın kızıp röportajın iptalinden çekinen muhabir arkadaşımın yüzü allı morlu oldu. Türkan Sultan'ın ise yüzü buz kesti. Kısa bir sessizlik yaşandı sonrada o an röportajın dönüm noktası oldu. Türkan Şoray çekmek istediğim tüm pozları verdi. Hatta tüllü uçuşan mor elbisesi ile bahçede kelebekler gibi bile koştu.

Gerçekten de sadece sinema kulvarıyla zirveye çıkmış, başarıdan başarıya imza atmış. Günümüzde tüm branşları kullanarak koşanlar bile ona hala rakip olamamış.

Röportaj sonrası ayrılırken birde günün anısına birlikte fotoğraf çektirdik.

Aradan 20 yıl geçmişti hala bakışları etkileyici hala insanı bir fanus içine kapatıp hapseden güçteydi. O Türkan Şoray'dı ve gözleri konuşuyordu.

         
Büyütmek için tıklayın


Yazı ve Fotoğraflar: Haluk Özözlü....

sanatçının film afişlerinin bir kısmı