Suna Yıldızoğlu ile Anılar
Resmi Büyütmek için TIKLAYINÇırağan Sarayının Beşiktaş Şeref stadı arasında kalan bölümünde Beşiktaş Yüzme Havuzu vardı, Havuz’da Bahriyeli Hasan adlı işletmeci Çarşamba günlere sadece hanımlara matine yapardı. Havuzu dolduran iki binden fazla kadın bu matinede gün boyu havuza girer, güneşlenir, orkestra eşliğinde yapılan dans ve şarkı söyleyerek yarışmalarına katılır, eğlenirler, jürinin seçtiği derece alanlara ödüller verilirdi. Jüri olarak gelen arasında o hafta Kayhan Yıldızoğlu ile hiç tanımadığım, daha önce hiç görmediğim havuzdaki tek giyinik bayan olmasına rağmen herkesin gözünün üzerinde olduğu bir yabancı vardı.

Resmi Büyütmek için TIKLAYINPeri görünümlü 21 yaşında ki masum yüzlü genç kızın fotoğraflarını çekmek istedim, sahnede müzik yapan orkestrada ki arkadaşlarıma kim olduğunu sordum ve Kayhan Yıldızoğlu’nun eşi olduğunu öğrenerek yanına gittim. “Kısa bir selamlaşma sonrası “Kayhan Bey eşinizin fotoğraflarını çekebilir miyim “ diye sordum. Kayhan Bey “Kendisine sor” dedi. Türkçe biliyor mu diye tekrar soruma hayır cevabı almıştım. Bu defa “İf is it possible, if I may have pictures” dedim. Peri görünümlü kız “Okay, is here” diye sorunca bu defa” No, in Yıldız Park, very near” cevabıyla Resmi Büyütmek için TIKLAYINKayhan Beye yarım saat sonra döneceğiz diyerek, havuzun cadde üzerinde o yıllarda araç park imkânı olan kapısında ki VW yöneldik.

Havuzun neredeyse sırtında bulunan Yıldız Parkı fotoğraf çekimi için son derece elverişliydi. Çok fazla konuşmadan Nikon makinemi ve 80-200 tele zoom objektifimle çekime başladım. Yalnız sebebini bilmediğim bir gariplik vardı. Peri kızı model değildi, manken hiç değildi, sahne artisti tecrübesi yoktu buna rağmen kameramın içinden ve dışından baktığımda çok güzel görünüyor, her çektiğim kare inanılmaz güzel oluyordu. Hiç konuşmadan hiçbir poz isteğinden bulunmadan deklanşör sesini duyar duymaz değişik pozlar veriyor, sınırsız sayıda hepsi güzel olan fotoğraf kareleri veriyordu. Bu meslek hayatımda çok sık karşılaştığım bir durum değildi. Tamam, kız çok güzeldi, bunu kimse inkâr edemezdi, ama bakışlarında çocuksu gülümseme, masumiyet, cazibe, sakinlik, munislik, gizem kelimelerle anlatılır gibi değildi. Süre çekim sırasında daha bir hızlı geçti ve söylediğim saatle geri dönerek emaneti teslim edip gazeteye döndüm. Filmler yıkandı, fotoğrafları görenler kim bu kız dedi. Şef’e fotoğraf zarfını haberi yazıp verdim, renkli fotoğraf ertesi gün Hürriyet’in arka sayfasında yer aldı. Kollarla bacakların devamı şeklinde bir kombinasyonun göründüğü fotoğraf iyiydi de o kadar güzel fotoğraflar arasında sadece tek kare kullanılmasını hazmedememiştim. Şefin odasına girip bu sorumu kendisine yönelttiğim de, hepsini birden yazı işlerine verirsek yarın ne koyacağız gazeteye cevabını almıştım. Gerçektende zaman içinde o gün çektiğim tüm fotoğraf kareleri Hürriyet Gazetesi ve Kelebek ekinde Suna Yıldızoğlu ile ilgili çeşitli haberlerde kullanılmıştı.
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN


Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Huyumdur birisinin resmini çekersem elimde kalan diğer kareleri sahibine veririm. Suna Yıldızoğlu ile de teşekkür için açtığı telefonda fotoğraflarını kendisine verebileceğimi söylemiş ve öyle de yapmıştım.
Hazır gitmişken yeni bir çekim imkânı doğdu ve Bebek sırtlarında gün ışığı çekimi için yine Kayhan Beyden aldığım izinle açık alana gitmek üzere VW ile yola çıktık. VW nin radyosunda o yıllarda çok popular olan The Eagles grubunun Hotel California adlı parçası çalıyordu. Suna Yıldızoğlu ana dili olan İngilizcesiyle parçaya eşlik etmeye başladığında şaşkınlık içindeydim. Araç kullandığım için yola bakıyor yüzünü göremiyordum. Ses tonu VW’nin motor homurtusu içinde inanılmaz güzel geliyordu parça bitiminde “Mutlaka şarkı söylemeyi denemelisin, kulağım yanılmaz, sesin çok güzel geliyor, güzel söylüyorsun” demiştim. Suna çat pat öğrendiği kırık Türkçesiyle “Dalga mı geçiyorsun, çok komiksin, bunu hiç düşünmemiştim” demişti. Yanılmıyorsam o günden sonra kendisiyle iki çekim daha yapmış, yine fotoğraflarını kendisine vermek üzere karşılaştığımda bana bir 45’lik plak imzalayıp vermişti. Beklemiyordum. Yine şaşırmıştım. Bu 45’lik plak Rod Steavard’ın söylediği “Do You Think I’m Sexy” adlı parçaydı, sevindim çünkü gerçeğe dönüşen plak doldurma yeteneğini herkesten çok önce ilk ben fark etmiştim.

Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN

Fotoğrafların bu denli beğenilmesi üzerine Nişantaşı Rumeli Caddesi Akbank Sanat Galerisin’nde açtığım “Gazetecinin Dünyasından” adlı fotoğraf sergimde üç fotoğrafını da sergilemiştim, davetiye göndermiş olmama rağmen 15 gün boyunca gelememişti. Görmesini isterdim, üzgündüm. Sergiyi toplama günü gelip çatmıştı, hatta serginin bir duvarındaki fotoğraflarımı indirmeye başlamışken, galerinin ikinci kata çıkan basamaklarında duyduğum ayak sesiyle geriye döndüğümde Suna Yıldızoğlu, ikinci kocası olan Çetin Alp’in kızı ile sergiye gelmişti. Fotoğraflarına baktı, sergi özel defterini imzaladı, fotoğraf çektirdi, teşekkür edip sergiden ayrıldı. Resmi Büyütmek için TIKLAYIN

Resmi Büyütmek için TIKLAYINGazetede istihbarat, spor, magazin gibi bölümlerde ayrı elemanlar çalıştığı için başka muhabirlerin sahalarına diğerleri pek girmezdi, bu nedenle magazin konuları bana uzaktı, 80 öncesi terör en önde gelen haber konusuydu, yoğundu dolaysıyla her konuyu bastırıyordu, polis muhabirliği yapıyordum. Suna Yıldızoğlu’nu çalışmalarını, yaptıklarını o ve ondan sonraki dönemlerde basından, takip ettim, TV de seyrettim. Filmler, diziler, TV programları, sahne çalışmaları, danslar derken hangi işe girdiyse hepsinde başarılı oldu, herkesin beğenisini kazandı. Evlilikler yaşadı, zor günler geçirdi, fakat yılmadı. Yıldızoğlu iken, tek başına aranan bir yıldız oldu.

Bir gün tekrar telefonlaşma vesilesi sonunda son bir çekim yaptık, yine aynı mekânda Yıldız Parkında. O ilk çekim yaptığımız yerde, aynı çınar ağacı önünde. Ağaç aynı ağaçtı, yıllar geçmişti, 21 yaşındayken fotoğraflarını çektiğim Suna Yıldızoğlu, 35 yaşına gelmişti. Yılların yarattığı yorgunluk izleri olsa da, Suna Yıldızoğlu hala güzeldi, hala heyecan vericiydi.
Suna Yıldızoğlu ile yaşanmış anıların hepsi hepsi sadece bu kadardı.

Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Resmi Büyütmek için TIKLAYIN
Diğer Ünlüler için tıklayınız...
Sihirlitur Ana Sayfaya Dönmek için tıklayınız...