İ s t a n b u l

a n a s a y f a
e m i n ö n ü
s u l t a n a h m e t
b e y a z ı t
h a l i ç
k a r a k ö y
b e ş i k t a ş
b e y o ğ l u
b o ğ a z k a d ı k ö y
ü s k ü d a r n i ş a n t a ş ı
y e ş i l k ö y
e - m a i l





 
Galata Köprüsünden başlayan Haliç gezimiz için, Eminönü Yeni Camiyi solumuza Karaköy vapur iskelesini karşımıza alıyor Eyüp'e doğru yola çıkıyoruz...


Dubalar üzerindeki asırlık köprünün sökülüp Haliç'in derinliklerine çekildiği dönem öncesi yanı başına kazıklar üzerine yapılan yeni Galata köprüsünden itibaren ilk karşımıza çıkan Mimar Sinan'ın eseri Rüstempaşa cami oluyor.
İznik çinileri ile süslü cami, emsalini başka yerde göremeyeceğiniz güzellikte cini kaplı duvarları ile ziyaretçileri adeta büyülüyor.
Haliç paralelinde ilerlerken yolun kara tarafı sobacılar, toptancı mağazalar ile Unkapanı'na dek devam ediyor. Deniz tarafı ise eski Belediye Başkanı Bedrettin Dalan döneminde başlayan çalışmalar sonucu kıyı şeridi tamamen temizlenip kamu yararına park ve bahçelerle düzenlenmiş.
Oturma grupları, çiçek havuzları, ağaçlar, patika yollar yürüyüş ve dinlenme amaçlarını karşılar nitelikte.
Unkapanı semtini arkamızda bırakıp Cibali'ye geldiğimizde eski sigara fabrikasının yerini çoktan terk ettiğini ve aynı binanın Kadir Has Üniversitesi olarak eğitimin hizmetine verildiğini görüyoruz.
Bu bölümden itibaren kenti kuşatan surlar bazen üstüne bazen gerisine yapılan evler, binalar sinsilesi Eyüp semtine kadar bizi yalnız bırakmıyor.
Balat, Fener, Ayvansaray, Eyüp olarak sıralanan ve Haliç seferi yapan şehir hatları seferlerinin uğrak noktası iskeleler arada bir uğrayan gemilerin yanaşması ile maziyi ayakta tutuyor.
Burada Balat için ayrı bir bölüm açmak gerekiyor. Yıldızı günden güne parlayan semt, İstanbulluların ve uzaklardan gelenlerin yeni buluşma, gezme adresi oluvermiş.


Balat'ın karakteristik dokusu içinde en göze batan mimari eserler arasında sahilde demir aksamdan dökülüp yerinde monte edilen Bulgar Kilisesi yer alırken Fener semtine tepeden bakan yamaçta kiremit renkli ilginç mimarisi ile fark edilen Fener Rum Okulu bulunuyor.
Haliç için yapılan temizlik çalışmaları netice verip dip görünmeye, su deniz rengini almaya, kötü koku da kaybolmaya başlayınca, Haliç kıyıları, şimdiden tekne bağlayacak yer bulunmaz hale gelmeye başlamış bile, her yer hızla değer bulmuş, kıymetlenmiş.
Korunaklı kıyılar renk renk biçim biçim yatlar, kayıklar, motorlarla renklenirken fotoğraf severler, ressamlar için geri fonda camiler şehri İstanbul siluetli kompozisyonlar oluşturmaya başlamışlar.


Fener, Balat gibi semtlerde bu manzarayı gören sahil bandı evlerinin bazıları restore edilerek cafe, restoran amaçlı kullanıma başlamış bile. Arka sokaklarda da bir kıpırdanma gözleniyorsa da yapılardaki restorasyon hızı çok yavaş.

Balat'ta tüm sokaklar çekim platformu
Fotoğraf bilhassa selfie çekmeye çektirmeye meraklılar, eski İstanbul belgeseli hazırlayanlar, hala eski izleri taşıyan mimari dokuyu, sokakta oynayan çocukları, henüz yozlaşmamış detayları, çılgın kompozisyonları ara sokaklarda bulabiliyorlar.
Kameranızı omzunuza takıp başlasanız yürümeye cumbalar, kapı, pencere, parmaklıklar tuğla örülü duvarlar, cumbalar, çıkmalar sizi yıllar öncesine götürecek özellikler barındırıyor.
Eski ve yeni kavramlar, çelişkiler, yaşam biçimi bir arada sergileniyor.


Balat sokaklarında dolaşırken dikkatinizi çekecek dekorları ile birbirinden güzel kafeler oluyor. Kimisi müzikli olan kafelerde manzara olmasa da çekilen fotoğraflara cep telefonunda bakmak zamanı unutturuyor. Özellikle pencerelerinden, duvarlarından oyuncak ayılar, yapma bebekler, sarkan evler turlara katılıp gelenlerin ilgisini çekiyor.
Bir başka dikkat çeken dükkanlar eskici, yakın geçmiş eşya satan antika meraklılarını çekmeye yetiyor. Kimisi plaklara kimisi eski eşyalara kimisi butiklere bakıyor.


Balat kafeleri türlerine göre kendi dekorlarını hazırlamışlar, bazen masada içinde çiçekler olan bir çaydanlık, bazen otantik dekorlar arasıonmda pastanızı yiyebiliyorsunuz.
Paris bulvar kafelerini aratmayacak bir başka mekanda kahvenizi yudumlayıp, ayrıca 1923 yılından bu yana hizmet veren anasonlu galeta, krik krak, kurabiyeleri ile ünlü Evin Taş Fırının mamullerinden alıp kah yürürken atıştırıyor kah bahçe içinde tarım araçları arasında çay içerek sohbete dalıyorsunuz.


Gün geçtikçe gelişip renklenen Balat'ta nostalji yaşamak isteyenlere de görüntüsü ve lezzetleriyle eskilere götürecek satıcılar dolaşıyor. bazen bir köşede macuncu bazen pamuk şeker helvacı boy gösteriyor.
Her ne kadar günümüz koşulları nedeniyle pamuk helvalar önceden yapılıp torbalanmış halde satılsa da bu helvalardan alan gençlerin mutluluğu gözlerinden okunuyor.


Balat antika ve eski eşya satışı yapan dükkanların bir arada bulunduğu adeta açık hava çarşısı durumuna büründü.
Bunların arasına eklenen bir yenisi de "Latifem" adlı Hediyelik eşya dükkanı.
Latife Bilge adlı işletmecinin Vodina caddesi no: 136 tı da özenle dekore ettiği köşebaşında ki şirin dükkanında hiç ayrılmak istemiyeceğiniz, şık ve dekoratif ürünler yer alıyor.

Fener Rum Patrikhanesi
Fener semtinin bir başka özellikli önemli yapısı ise Fener Rum Patrikhanesi.
Patrikhane Kompleksi içinde düzenlenen önemli ayinlere özellikle Yunanistan dan çok sayıda katılımcının gelmesiyle Patrikhane ve taş yapı kilise, dini vecibelerini yerine getiren turistleri ağırlıyor.
Patrikhane de yangın sonucu harap olan ve daha sonra yeniden inşa edilen bir bölüm, çeşitli davetlerde bir araya gelmek üzere yüksek tavanlı bir çok toplantı salonu ve kutsal eşyaların korunduğu bölümler bulunuyor.

Gidiş gelişi ayrı trafik güzergahı arasında kalmış bazı Bizans dönemi eseri yapıları, surları görmeyi bitirdiğiniz ve yapılan bant ilave çalışmaları ile genişletilen Haliç köprüsü altından geçtiğiniz anda kendinizi Feshanede buluyorsunuz.


Osmanlı döneminde fes dikilen yer olarak anılan Feshane baştan başa yenilenip konserlerin düzenlendiği sanatsal etkinliklere sahne olan kültür merkezi amaçlı hizmet veriyor.
Özellikle ramazan ayı boyunca süregelen gösteri ve organizasyonlarda bir yandan eski ramazan eğlenceleri yaşatılmaya çalışılırken diğer yandan Seda Sayan, Bülent Ersoy konserleri ile İstanbullular ağırlanıyor.
Feshane yanında kurulan ve yıl boyu açık olan çocuk parkı oyun aletleri arasında yer alan "Atlı Karınca" çarpıcı canlı renkleri, nostaljik özelliği, ile ilerlemiş yaşınıza rağmen sizi çocuklaştıracak kadar sempatik görünerek, küçük çocukların olduğu kadar büyüklerin de ilgisini çekiyor.


Eyüp
Ve yepyeni çehresiyle tarihi ve köklü semtlerden biri olan Eyüp'tesiniz...!
Şimdi ne yazsam, nasıl yazsam bir tuhaf gelecek.
Eyüp iskelesinden itibaren sahil yolu seyir terası, yürüyüş bulvarı, gezinti alanı olarak düzenlenmiş şık direkli lambalar, çiçeklikler dinlenme bankları, Eyüp semtini Boğaz'ı anımsatan farklı bir mekana çevirmiş.
Bir aydınlık, bir ferahlık bir yenilik göze çarparken kıyıya bağlı güzel tekneler semt sakinlerinin denizin, Haliç'in keyfini yaşamaya başladığının işareti olarak algılanmanıza neden oluyor.

İskelenin bitişiğinde kayıklar var pancar motorlu, pata pata sesleriyle Sütlüce'den Eyüp'e, Eyüp'den Sütlüceye, veya turistlere Haliç'in derinliklerine taksi gibi kalkıp gezi yaptırıyorlar, yolcu taşıyorlar. "Karşıya geçmek istiyorum diyorsunuz". Hemen bir tekne sizi Sütlüce eski mezbaha yeni kongre merkezi sahiline ulaştırıyor.
Sütlüce'ye yaklaşırken Eyüp ve Piyer Loti sırtlarını uzaktan seyrediyor, sakinliği, suyun dinginliğini yaşıyorsunuz.
İşinizin olması şart değil, öylesine bir gezi işte, monoton güncel yaşamdan maksat sıra dışına çıkmak. Ama kafi gelmiyor. Haliç gezisi, suyun mavi görünen rengi güzel başlıyorsunuz yol almaya masmavi suları yararak giden teknenizi uyarırsanız daha ağır seyrediyor düşük enstantane fotoğraf çekebiliyorsunuz.
Ünlü yazar Piyer Loti'nin adıyla anılan tepenin eteklerine doğru yöneldiğinizde sonradan oluşan adalar ile kıyı arasına giriyor, daha ilk adada uzayan otlar arasında yaşayan tavşanları, kazları ördekleri fark ediyorsunuz, arada yaban ördekleri havalanıyor gökyüzüne doğru. Haliçte doğal hayat!..
İnanılır gibi gelmiyor. Yahu ne yer ne içer bu hayvanlar, diye siz sormadan motorcu başlıyor anlatmaya. Hayırsever vatandaşlar var geliyorlar, kıvırcık yaprağı, havuç, ekmek falan getiriyor, yediriyorlar onları arada bir taşıyoruz adalara, sonra belediye görevlileri çuval çuval yiyecek getiriyorlar bu işe bakan görevlileri var.
Civ civ iken alıp besleyip büyüdükten sonra ördeğini burası güvenli diye getirip bırakan da oluyor, sonra da sık sık ziyarete geliyorlar diye ekliyor.
Karabataklar, martılar arasında kıyıları ağaçlandırılmış Haliç gezisi şimdilik temizleme çalışmaları devam eden Alibeyköy'e dek sürüyor.
Oldukça eski, demir yapım Alibeyköy köprülerine biraz uzaktan bakıp, inşaatı devam eden stat önünden genişçe bir dönüş yaparak Eyüp'e geliyorsunuz.
Motorcu Selahattin aynı zamanda rehberlik yapıyor.
Derinliğin 6-7 metreye ulaştığını, dipteki çamuru borularla çekip açık denize verildiğini, atık su bulunmadığını, kanalizasyon borularının döşendiğini, Haliç'in artık balık kaynadığını, geçen yıl iyi çinekop yaptığını, bu yıl kefal bolluğunu yaşadıklarını anlatırken bir telefonla müşteriyi istediği yerden alıp sadece Eminönü-Alibeyköy arası Haliç turu değil, Boğaza da gezi yapabileceğini 15 ve 50 kişiye kadar yolcu taşıyabilecek iki teknesi olduğunu da hatırlatıyor.


Aslında böyle geziler için bir başka seçenek daha bulunuyor, Sultan Kayığı.
Örneğini Deniz Müzesi sergi salonlarında gördüğümüz Osmanlı dönemi saltanat kayıklarından bire bir ölçülerde Karadeniz sahilinde tekne yapımcılığı ile ünlenmiş Cide de imal edilmiş ilk örneği gerek Haliç gerekse Boğaz gezileri için şaşırtıcı görüntüsüyle bekleme yerinde dikkatinizi çekiyor.
Haliç turu için 5-6 kişilik gruplarla kalkış yaptığını söyleyen Sultan Kayıkları tur görevlisi Boğaz gezisi için tekneyi kiralama imkanı olduğunu belirtiyor.
Bu gezide kişi sayısı bir veya 30 kişi olabiliyor fiyat fark etmiyor.
Sultan Kayığı içinde iyi bir müzik seti bulunurken gezilerin kış mevsiminde de devam ettiğini, palto, eldiven, yün başlık kısacası iyi giyinip böylesi bir kayıkta içi ısıtıcı içecekler içerek kar manzarasında yalıları seyretmek isteyen turist gruplarının şimdiden rezervasyon yaptırdıklarını belirtiyor.
Sultan Kayıkları Tel no: 0 (536) 679 51 30

Piyer Loti Kahvehanesi
Adıyla anılan tepe ve çay bahçesi İstanbul'a simge olmuş turistik mekanlarda biri.
Arka tarafından dolaşarak çıkılan otomobil yolu da var ama biz Sultan Kayığının bulunduğu kıyıdan dik merdivenler ile kabirler, mezarlar arasından, yaşamanın kıymetini anlayarak veya Eyüp Camine daha yakın olan merdivensiz parke taşı kaplı dar yoldan Haliç'i görerek ağır adımlarla çıkıyoruzYol boyunca mezarlık duvarlarına özlü sözler içeren felsefi yazılı tabelalar asılmış, çok sayıda dolaşan kediler dikkat çekiyor.
Zirvede çoğunluğu turistlerin oluşturduğu çay bahçesinde soluklanıyor, Altın Boynuz denmesine neden olan Haliç'in önümüzden boynuz misali kıvrılarak geçişini seyrediyoruz.

Büyütmek için TIKLAYIN
Büyütmek için TIKLAYIN
Büyütmek için TIKLAYIN

Muhteşem panaromanın en güzel ve rahat seyir imkanı teleferik İstasyonunda ki seyir platformundan yapılıyor.
Kimine göre 3 -4 yudumda içilen minik bardak turistik çay molası Haliç'in panoramasını seyrederek içilirken yorgunluğunuzu unutturuyor. Kimi tepenin tarihini,Pieere Loti'nin hayatını okuyor, kimi Eyüp'de faaliyet gösteren tarihi fırınlardan aldığı unlu mamulleri ince belli bardaklarla sunulan demli çayları yudumlarken yiyor.
Bu güzel anı fotoğraflamak için bol bol selfiler çekiliyor.
Piyer Loti Kahvehanesi olarak anılan bu tepede çeşitli turistik ve hediyelik eşya, takı, kuyum, dükkanlarından, dondurma, kızarmış burgu patates satıcısı büfelerden oluşan küçük bir de çarşı bulunuyor. Seyir tepesinin zevkini yaşayıp aşağı inmeye başlıyorsunuz.

Teleferik Gezisi
Piyer Loti Tepesine çıkmanın bir başka yolu'da teleferik. Hafta sonu sıra beklemek gerektiren teleferik de Eyüp sahilinde ki istasyondan binilen küçük kabinlerle kısa sürede Piyer Loti'ye çıkılabiliyor.
Yolculuk boyunca kabinin renkli camları arkasından Altın Boynuz Haliç'i, Eyüp önlerinde ki adaları ve Piyer Loti eteklerinde yer alan tarihi mezarları tepeden seyredebiliyorsunuz.
Eğer özel aracınızla geldiyseniz, teleferik durağına yakın çok sayıda otopark bulunuyor.
Sahil boyu Boğaz kıyısını aratmayacak kadar seyrangah.
Üstelik Eyüp Camisini çevreleyen meydana sıralı restoran, kebapçı, pideci, dönerci ağırlıklı büfeler, pastahaneler, fırınlar, tatlıcılar, kafeler, simit sarayı, fast food satıcıları, butikler, seyyar satıcıların sayısı öylesine fazla ki çarşıyı ve ara sokakları bile gezmeye kalksanız en az bir, iki saatiniz anlamadan geçiyor.

Eyüp Camii ve Eyüp Sultan Türbesi
Büyütmek için TIKLAYIN
Büyütmek için TIKLAYIN
Büyütmek için TIKLAYIN

Defalarca düzenlenen Eyüp Cami önü her zamanki ziyaretçi kalabalığına sahne olurken, sünnet çocukları, güvercinler ve onlara yem verip fotoğraf çekenlerle karşılıyor sizi.
Girişte solda bulunan Çifte Gelinler türbeleri, geniş gövdeli anıt çınar ağaçları, Eyüp Camisinin göz okşayan antika değerinde ki İznik çinileri ve Eyüp Sultan Hazretleri türbesi ziyaretçileri etkiliyor.
Cami dışında yeni yapım fıskiyeli havuz meydana estetik katarken sağlı sollu tezgahlar açıp tarihi çarşıyı pazar yerine çevirerek mistik havanın kaybolmasına neden olan satıcılar kuran-ı kerimde yüzde 50 indirim tabelaları ile dini kitap satışlarını yapıyorlar.
Aynı yerde bulunan tarihi halka fırınından, üzerinde Eyüp yazan toprak üstü boyalı dümbelek, çay demliği, tef satıcılarına, niyetçilerin izlerine ise artık rastlanmıyor, yerin yeni sahipleri butikler, turistik eşya satıcıları.
Eyüp Meydanında eski kahveci Ali Rıza Efendinin kahvesi de butik olmuş, çevrede ki ahşap evler restore edilerek yeni çehrelerine kavuşmuşlar.
Özellikle Cuma günleri, Ramazan ayının son Cuması Camiye ibadete gelenler ve Eyüp Sultan Türbesinii ziyaret edenlerle Eyüp'de büyük kalabalıklar yaşanıyor, sayısız otoparklarda araç koyacak yer kalmıyor.
Büyütmek için TIKLAYIN
Büyütmek için TIKLAYIN
Büyütmek için TIKLAYIN

Eyüp'te Çiçekçilik

Eyüp'te eski mesleklerden bir tanesi de çiçekçilik.
Yolun her iki yanında yer alan çiçek bahçeleri, renk ahenk çiçekler, salon bitkileri, ağaçlar, fidanlar, rüzgar fırıldakları ile capcanlı renkler göz alıyor.
Erkan Solgun'a ait, Gün tohum ve çiçek, bilimum bahçe ve salon bitkileri, Avrupa çim tohumları, çim makinaları ve bakım aletleri sunarken, her çeşit bahçe ve salon düzenlemeleri hizmeti veriyor. Tel: 0532 614 22 81 - 0212 565 26 19
Eyüp'den ayrılarak Haliç turumuza şimdi de Eyüp'ün karşı yakasında devam ediyoruz.

Hasköy
Haliç'in bu yakasında da kıyı bantı yeniden kazanılma uğruna parklar bahçelerle donatılmış. Fakat en fazla rağbet gören yer ünlü iş adamımız Rahmi Koç'un adını taşıyan Sanayi Müzesi Haliç turu içinde mutlaka, hatta birden fazla kez görülmesi gereken bu müzede sanayinin gelişimi gözler önüne serilirken, aşina olduğumuz bir çok markayı tekrar görme imkanı buluyoruz.
Salı Pazar günleri arasında açık olan müze saat 10.00-17.00 arası gezilebiliyor. Bayram hünleri kapanış saat 20.00'ye dek uzatılıyor.
Giriş için yetişkin 12,5 TL. Öğrenci 6.00 TL, ödeniyor.
Büyütmek için tıklayınız...Müzede, denizaltı, uçaklar, trenler çeşitli dönemlere ait otomobiller, faytonlar, buharlı makineler, dükkanlar, tersane ve teknelerin sergilendiği bir çok sergi salonu ziyaretçilere farklı, zevkli, neşeli bir gezi yapma olanağı sağlıyor.
Rahmi Koç Müzesi: Tel 0(212) 369 66 00
Müzeye Eminönü, Mecidiyeköy, Taksim den belediye otobüsleri Şişhaneden minibüsle ulaşabilirsiniz. Özel araçla gidenler, Kasımpaşa deniz hastanesi yanındaki sahil yolunu kullanarak Hasköy'e ulaşabilirler.
Müzenin ücretsiz otoparkı bulunuyor.

Haliç’de Yapılacak Tekne Turları
Altın Boynuz olarak adlandırılan Haliç’de tekne turu yapmak turistlerin tutkusu oluyor.
Bu tur için ya Eminönü’nden kalkan seferlere binerek, ya özel tekne kiralayarak yapılabilir. Daha kısa ve ekonomik geziler için alternatifler de bulunuyor.
Bunlardan farklı özelliği olan tur, Rahmi M. Koç Müzesinden kalkan ve Unkapanı Atatürk Köprüsü ile Haliç Köprüsü arasında her iki yaka paralelinde kıyı kıyı görerek yapılan gezi.
Bu geziyi farklı kılan ise yolculuğun buharlı bir römorkör olan tarihi “Liman 2”ile yapılıyor olması.
Liman 2 römorkörü Hollanda’da Kreber firması tarafından 1936 yılında inşa edilmiş. 1988’e kadar İstanbul Liman Şirketi hizmetinde çalışan Liman 2 aynı yıl kadro dışı bırakılmış.
1990 yılında Rahmi M. Koç tarafından satın alınıp 1991 yılında restore edilerek nostalji sevenlerin hizmetine sunulmuş.
Yenilenen römorkör, 50,3 Gros Ton ağırlığında olup, boyu 18.97, eni 4.74 metre, 170 bhp makine gücü olan römorkör, 3 Genişlemeli Buhar Makinesine sahip.
Liman 2, hafta sonları, Kont Ostrolog teknesi ile de hafta içi günlerde, müze rıhtımında bilet gişesinden alınan biletle tarihi Haliç turları yapılabiliyor.


Gezi boyunca kömürle çalışan römorkör yavaş seyir hızıyla yol alırken, uzun bacasında ki sesini unuttuğumuz yanık sesli buharlı düdüğü eşliğinde tersaneler, kıyılar, Haliç manzarası, İstanbul’un boyu hızla uzayan silueti doyasıya izlenebiliyor. Geziye katılanlara Anı Sertifikası veriliyor.
Haliç içinde kısa zamanda, ekonomik tekne yolculuğu ise Eminönü-Kasımpaşa arasında çalışan dolmuş motorları ile yapılabilir. Karşılıklı seferlerde Eminönü Yağ İskelesinden kalkan dolmuş motorları direk olarak Atatürk ve Haliç Metro Köprüleri altından geçerek, Haliç Tersanesi önünden dönüp Kasımpaşa vapur iskelesi yanında ki motor iskelesine yanaşıyorlar. 15 dakika süren bu zevkli yolculuk boyunca Süleymaniye Cami silueti, köprüleri ve değişik İstanbul fotoğrafları çekme imkânı bulunuyor.
Son seçenek ise Eyüp-Sütlüce arasında çalışan kayıklarla karşıya geçmek olabilir.

Aynalıkavak Kasrı
Hasköy yolu üzerindeki son gezimizi Osmanlı dönemi mimarlığının en güzel örneklerinden biri olan Aynalıkavak Kasrı'na yapıyoruz.
Pazartesi, Perşembe günleri dışında her gün gezilebilen, Taşkızak tersanesi yakınında ki kasır, bezeme sanatı açısından önem kazanırken Arz odası, Divanhanesi, duvar yazıtları, alçı şebekeli pencereleri, III. Selim tuğralı bezemeleri, sedir, kandil, mangal gibi eşyaları ile geçmişe ışık tutuyor.

Büyütmek için tıklayınız...Kasımpaşa İskelesi
Tarihi iskele arkasında, içinde Cezayirli Hasan Paşa'nın heykelinin de bulunduğu geniş bir park yer alıyor.
Şişhane yönüyle Kaşımpaşa Askeri Deniz Hastahanesine giden yolun diğer tarafında ise cami bahçesinde 21 - 22 Nisan Pazar gecesi 1453 tarihinde Fatih'in karadan geçirdiği kalyonları bu noktada denize indirildiğini belirten bir taş sütun bulunuyor.

Çevrede camiler ve çok sayıda çeşmeler görülüyor.
Hasköy Kasımpaşa arası tersanelerin yer aldığı kıyı bandı askeriye ait bölümlerle geçilip iskeleye gelince gerek motorlarla, gerekse Haliç vapur seferi ile Eminönü'ne geliyorlar.
Sihirlitur, İstanbul gezilerine Beyoğlu bölümüyle devam edeceğimiz için şimdi de Kasımpaşa Şişhane'den kent merkezi Taksim doğru yöneliyoruz.
 
Haliç - Foto galerisi