anasayfagezisergiolaylarunlulernostaljifotosakasihirligazetebiyaografi

Abant
Acarlar Gölü
Adatepe
Adana
Adrasan
Afyon-Gazlıgöl
Ağva
Akçakoca
Akçay
Akyaka
Alaçatı
Alanya
Altınoluk
Altınova
Amasra
Amasya
Anadolu Feneri
Anadolu Kavağı
Anamur Bozyazı
Ankara
Antalya
Aphrodisias
Armutlu
Assos
Avşa Adası
Ayaş
Ayvalık
Babakale
Bafa Gölü
Bandırma
Bağırganlı
Balıkesir
Bayramoğlu K.C
Belek-Kurşunlu
Bergama
Beşkardeş
Beykoz
Beynam-Köprü
Beypazarı
Bilecik-Söğüt
Bodrum
Bolu-Gölcük
Bozburun
Bozcaada
Bördübet
Burgazada
Bursa
B.Kemikli Burnu
Büyükçekmece
Cumalıkızık
Cunda Patriça
Çanakkale
Çandarlı
Çamlıdere
Çayağzı
Çıralı-Olimpos
Çiftlik-Bayır
Çiftlikköy
Çilingoz Yalıköy
Çomakdağ K.
Çorum
Çökertme
Dalaman
Dalyan
Datça
Demre-Myra
Denizli
Devrek
Didim
Dikili
Dilek M.P Karine
Dim Çayı
Diyarbakır
Domuz Çukuru
Düzce
Eceabat
Edirne
Efes Antik Kenti
Eğirdir
Ekincik
Enez
Erdek-Kapıdağ
Erikli
Ermenek
Eskihisar
Eskişehir
Fethiye
Finike
Foça
Garipçe Köyü
Gazipaşa
Gebekum
Gedelek Köyü
Gelibolu
Gerede-E.tepe
Geyikli-Dalyan
Gideros Koyu
Göcek
Gömbe Yaylası
Gökçeada
Gölcük-Birgi
Gölyaka Kardüz
Göynük

Gümüşlük
Gümüştepe
Gelibolu Güneyli
Güney Şelalesi
Güre
Hatay
Hayıt B. Knidos
Heybeliada
Hisarönü
Hurma Sahili
Ihlara Vadisi
Ildırı - Erythrai
Ilıca-Şifne
İassos
İçel (Mersin)
İğneada
İnbükü Koyu
İstanbul
İzmir
İznik
Kalkan Kaputaş
Kalkım Kazdağı
Kapadokya
Kapuzbaşı
Karaburun
Karagöl Taşlıca
Karamaka
Kaş-Kekova
Katrancı Koyu
Kayaköy
Kaynaşlı Topuk
Kazdağı-A.Dere
Kefken-Cebeci
Kemaliye(Eğin)
Kemer-Olimpos
Kemerburgaz
Kerpe
Kınalıada
Kırkpınar S.Gölü
Kıyıköy
Kızılcahamam
Kilyos
Koçarlı-Cincin
Konya
Kömür Limanı
Köprüçay
Köyceğiz.G
Kula
Kumburun
Kuşadası-Çine
Kuşça Beldesi
Küçükkuyu
Kütahya
Labranda
Maden Deresi
Mandalya Körfz.
Manyas Gölü
Mardin
Marmara Adası
Marmara Ereğli
Marmaris
Maşukiye
Mazı
Meke Gölü
Milas Euromos
Mudanya
Mudurnu
Mürefte
Nallıhan
Nazarköy
Nemrut Dağı
Orhaniye
Ortahisar
Oylat-İnegöl
Oymapınar
Ölüdeniz
Ören
Patara-Kınık
Phaselis
Polonezköy
Poyrazlar Gölü
Prens Adaları
Rumeli Feneri
Safranbolu
Saitabat Şelale
Saklıkent
Salda Gölü
Samandere Ş.
Sandras Dağı
Saraylı Köyü
Sarıgerme
Saros Körfezi
Selçuk-Efes
Selimiye
Sığacık
Side-Manavgat
Silifke-Y.Koyu
Silivri
Sinop-Gerze
Sivas Divriği
Soğanlı
Sokakağzı
Söğüt
Sultaniye
Suuçtu Şelalesi
Sünnet-Sülüklü
Spil Dağı M.P.
Stratonikaie
Şile
Şirince
Tahtakuşlar K.
Taraklı-Çubuk
Tarsus
Taşkale
Taşucu
Tekirdağ
Terkos Gölü
Tire
Tokat Zile
Trabzon
Trilye
Truva
Türkbükü
Turunç
Uçmakdere
Uluabat Gölü
Uludağ
Umurbey
Urfa-Harran
Urla Karaburun
Uşak
Uzunkum İbrice
Uzunya Dalia K.
Üçağız Kaleköy
Varda Köprüsü
Yalancı Boğaz
Yalıkavak
Yalova
Yalvaç
Yedig
öller
Yeniköy Köyü
Yenipazar
Yenişehir
Yeşilyurt
Yörük Köyü
Zekeriyaköy



GEZİYORUM
Düzce; Orta Anadolu'nun denize açılan kapısı...
Düzce'nin olduğu kadar, Anadolu'nun da denize açılan kapısı, Ankara'nın İstanbul'un ön bahçesi olarak anılan Akçakoca, turizm anlayışına Türkiye'de ilk hizmet veren yerlerin başında geliyor. Bu bölümde Düzce merkez ve çevresinde yer alan ilçelerin özelliklerini, sahip olduğu tarihi, dini değerleri, aktivite imkânlarını, doğal güzelliklerini geziyoruz.

Düzce'nin, Gölyaka, Cumayeri, Akçakoca, Yığılca, Gümüşova, Çilimli, Kaynaşlı olmak üzere 7 ilçesi ve bu sınırlar içinde sayısız gölleri, şelaleleri, yaylaları, mesire yerleri, şifalı kaplıcaları, sivil mimari birbirinden güzel yapıları, türbeleri bulunuyor. 1999 yılında il olan Düzce bir eli denizde, bir eli dağda, yaylada olan eşsiz güzellikte bir ilimiz. Geçirmiş olduğu deprem sonrası yeniden toparlanıp ayağa kalkan Düzce, bir tarafta kalıcı konutlarıyla modern kent anlayışının en güzel örneklerinden birini yansıtırken, diğer tarafta yöresel değerlerini de korumayı sürdürüyor.

Tarihi
1390-800 yılları arasında Hitit medeniyetine dek uzanan tarihiyle Düzce, Batı Karadeniz'in tek antik kenti. 15. yüzyıldan buyana yerleşimlere ev sahipliği yapmış olan kenti, Bitinyalılar Devri, Roma ve Bizans Devri, Osmanlılar Devri, Cumhuriyet Devri olarak dört zaman diliminde incelemek mümkün olabilir.
Şimdi bereketli topraklara yayılmış olan ilçelerde ne var ne yok bakarak gezimize başlıyoruz. (Akçakoca, Kaynaşlı, Gölyaka'yı ayrı bölümler halinde sihirli tur'da bulabilirsiniz).

Konuralp
Antik şehir Hypius dağının güneyinde bulunan, Hypios (Melen) çayı ile
tabak çayı arasında yer alan savunması kolay ve ovaya hâkim bir tepede kurulmuş. Şehrin tarihi M.Ö.3. yüzyıla (Helenisti çağ) a kadar iniyor. Antik kent bu dönemde yakınında ki melen çayından dolayı Hypia veya Hypios olarak tanınmaktadır.
Şehir daha sonraki dönemlerde ise Kieros olarak ve ilk yerleşenlerin Bebrykler olduğu biliniyor. Antik kent hakkında en iyi bilgileri veren yazar Memnon'a göre Bithynia Kralı 1. Prusias M.Ö.2. yy da Kieros kentini zapt ederek Herakleialılar'dan alır, Bithynia topraklarına katar. İsmini de adına izafeten Prisias olarak değiştirir.
Aynı ismi taşıyan Prusias adlı şehirden ayırmak için kente Prusias Pros Hypios (Hypios önündeki Prusias) denilmiş. Prusias pros Hypios kenti M.Ö.74 yılına kadar Bithyn hâkimiyetinde kalmış, sınırları bir taraftan Herakleia, diğer taraftan Prusa'ya (Bursa) kadar genişleten Bithynia krallığı hâkimiyetinde yaşayan antik kenti son Bithynia kralı 4. Nikomedas M.Ö. 74 yılında Roma krallığına bağışlar.
Roma imparatorluğuna devredilen şehir, Latin kültürü etkisinde kalarak Prusias ad Hypium adını alır. Kentin nüfusu bu dönemde artmış, kente yoğun imar faaliyetleri başlamış, sosyal ve kültürel yapılar oluşmuş. Şehir merkezi birçok sanat eseri ile süslenmiş. Bugün şehir surlarında, değişik yerlerde ve müzede sergilenen yazıtlardan antik şehrin önemine ait bilgiler ediniyoruz.
Bu yazıtlardan birinde Roma imparatoru şehri ziyaret etti, imparator Caracalla 215 Nisanında şehirden geçti. Muhtemelen Caracalla çağına ait olan ve 5 yılda bir yapılan Augustus ve Antoninus şenlikleri ile ilgili bir kitabe ile Severius Aleksander şerefine dikilmiş bir şeref kitabesi şehrin önemini gösteriyor.
Fransız arkeolog Georges Perrot'un ilim âlemine kazandırdığı kitabeye göre bu dönemde şehirde on iki phyle (kabile) vardı ve her phyle'nin phylarche denilen bir reisi olurdu. Bunların isimleri Tebais, Sebastene, Germanike, Sabiniane, Faustiane, Dionysias, Tiberiane, Prusias, Adriane, Megaris, Juliane Antoniane'dir.
Roma çağı sonrasında imparatorluğun her yerinde olduğu gibi burada da M.S. 4. ve 5. asırda Hiristiyanlık gizli ve açık olarak yayılmaya başlamış, kentte Hiristiyanların sayısı artmış. Roma devrinin sonuna doğru bilinmeyen sebeplerden dolayı imparator 1.Theolosius (378- 395) Paphlogonia ve Bithynia eyaletlerindeki bazı şehirleri oğlu Honorius adına kurduğu Honorius eyaletine katmıştır. Prusias ad Hypium da bu yeni eyaletin içinde Claudiopolis ten sonra ikinci önemli şehir olarak yerini korumuştur.
Prusias ad Hypium kenti Roma imparatorluğunun bölünmesinden sonra Doğu Roma (Bizans) sınırları içersinde kalmış. Bizans imparatorluğu zamanında gelişmesini sürdüren antik şehir daha sonra diğerleri gibi yavaş yavaş önemini kaybetmiş.
Bağlık bahçelik olan şehir 1323 de Orhan Bey'in Komutanlarından Konuralp Bey tarafından alınarak Osmanlı topraklarına katılır. Bu tarihten itibaren Konuralp ili veya kısaca Konrapa olarak anılır.
Konuralp Bey o sırada Düzpazar olarak anılan Düzce dâhil olmak üzere geniş bir bölgenin idarecisi olmuş, vefatından sonra Konuralp'te yapılan türbesine gömülmüş.
Şehrin fethi sırasında Konuralp'in arkadaşlarından Ali Hamza Bey şehit olmuş. Türbesi Konuralp Belediyesinin Parkında bulunuyor.
Konuralp halkı zamanla ovaya doğru yayılır ve çevreyi bağlarla donatırlar.
Bu nedenle eski bağ anlamında Üskübü adı da diğer isminin yanında yer alır.
Düzce iline bağlı bir belde konumunda olan Konuralp tarihin ayak izlerini bugünlere taşıyan bir kent olarak önemini koruyor.

Tiyatro
Prusias ad Hypium'un antik zenginliğini gösteren en önemli harabesi tiyatrosudur. Halk arasında 40 basamaklar olarak bilinen antik tiyatro İ.S 1. yüzyıla kadar yöreye hâkim olan Prusias döneminin sanatsal zenginliğini gösteren en canlı eserler arasındadır.
Günümüzde sahnesi yıkılmış, oturma kademeleri ise yarı yarıya yok olmuş bir eser görünümünde tepenin üst kısmına yaslanmaktadır.
Bu sebeple yarı daire planlı olması gerekirken, yarı dairenin iki ucu yanlardan kesilmiş, oturma kademeleri, yani gradenleryarı daireden daha kısa bir şekil almış. Güneye bakan tiyatronun uzunluğu 100 metre genişliği 74 metredir. Beyaz sağlam ve mahalli güzel kalkerli taşlardan yapılmıştır. Çevresinde birçok yazıt bulunmaktadır.
Üst kısımdaki oturma kademelerinin yarısı iyi korunabilmiş, Aslanpençeleri ile süslenmiş oturma kademelerini bölümlere ayıran yedi merdiven bulunuyor.
Sahne binası büyük dikdörtgen şeklinde olan tiyatronun sağda ve solda bir koridora açılan kemerli geçitleri ile orkestranın bulunduğu bölüme geçiliyor.
Kemerlerden yalnızca en sağdaki, yarı daire şeklinde ve örtülü olanı bugüne kadar ayakta kalmış.
Sahnenin oturma sıraları önünün sonradan devşirme ya da tiyatronun kendi mimari elemanları ile yükseltilmiş olması gladyatör ya da vahşi hayvan kavgaları için kullanılmış olabileceğini düşündürüyor.
Sahnenin önündeki üç büyük kemerli kapıdan ise sadece biri sağlam olarak duruyor.
Cephede korniş altında büyük harflerle yazılı Yunanca kitabeden ise küçük bir parçası bugüne dek muhafaza edilebilmiş.
Köprü, Surlar, Su Kemerleri dönemin izlerini taşırken şehir merkezinin güneyinde Düzce'den gelen ana caddenin sağında Antik tiyatroya uzanan dar bir yol üzerinde atlı kapı olarak anılan atlı kapı bulunuyor.

Sokağa da adını veren Atlı Kapının ikinci defa kullanılmış olan mahal bir taştan büyük bir lento su yer alıyor.
Üzerinde at tasviri ve Yunanca bir kitabe bulunan taşın bir Prusias vatandaşı tarafından annesine mezar kitabesi olarak yapıldığı sanılıyor.
1931 yılında bulunan ve günümüzde İstanbul Arkoloji müzesinde sergilenen 2,60 metre yükseklikteki Bereket tanrıçası Tyche'yi tasvir eden İ.Ö 4. yy da ki heykeltıraşlık okullarının tesiri altında İS 2. yy da yapılmış olan bu büyük heykelle birlikte bir de üzerinde 10 satırlık kitabesi bulunan heykel kaidesi ortaya çıkarılmıştır.
Şehrin sembolü olan Tanrıça Tyche'nin sol eli çeşitli meyve toprak ürünlerinden meydana gelen bir bereket boynuzu tutmakta.
Aynı kolu üstünde ise elindeki üzüm salkımı ile çocuk heykeli de yine aynı müzede sergilenmektedir.
1991 yılında Konuralp'in güneyinde ki bir tarlada Roma imparatoru Antonıus Pius'un (İ.S. 138- 161) büstü bulunmuştur. Büst Konuralp müzesinde sergileniyor.
Sarafiye mevkiinde bulunan ve İ.S. 3. yy ait mermer çocuk heykeli de İstanbul Arkoloji Müzesine gönderilen eserler arasındadır.
Konuralp'in batısındaki Tepecik nekropolünde 1937 yılında bulunan bir lahit Konuralp Müze bahçesinde görülebiliyor.
Mermerden yapılan bu eser 1.20 yükseklik, 1.22 m genişlik, 2.47 m uzunluğa sahiptir. Lahitin tüm yüzeylerinde kabartma boğa başlarıyla birbirlerine bağlanan girlandlar içinde rozet ve insan başları işlenmiştir. Ön yüzde içinde kitabesi olmayan bir tabula ile altta aslan, kartal, yaban domuzu ve balıkçıl kuşu tasvirleri bulunmaktadır.
Lahit İ.Ö. 1. yy tarihlenmektedir.
Konuralp müzesi içinde ise birinci katta bölgede bulunan toprak ve metal eşyalar heykelcikler, ikinci katta silahlar, etnoğrafik değerler yöresel kıyafetler, gelin odası, ev mekânı cansız manken komposizyonları ile sergileniyor.
Müzede 1789 adet arkeolojik, 456 adet etnoğrafik ve 3837 adet sikke olmak üzere toplam 6082 adet eser bulunuyor.
Konuralp gezimiz sırasında antik tiyatronun eteğinde Konuralp Cami ve yanında Konuralp Türbesi önünden geçerek Akçakoca yoluna girerken bazı sivil mimari örnekler estetik görünümleri ile dikkat çekiyor.

Çilimli
Düzce ilinin 15 km yakınında bulunan Çilimli yolu üzerinde yol alırken önümüze yine yemyeşil tepeler, halı gibi kaplı çim vadiler, kent yaşamı içinde bunalanlar için özlenen tabloları oluşturuyor. Geniş bahçeli köy evleri, köy yaşantısı, buraya yerleşme adına emeklilik hayalini körüklüyor.
Yeni Vakıflar Köyü girişinde yer alan yöresel mimariye özgü cami ve çevresine yapılan çiçekli düzenleme mola verme arzusu uyandırıyor. Çilimli İlçesi merkezinden yukarı dönünce bu defa Yukarı Karaköy Köyünde bulunan Şeyh Müslahaddin Türbesi'ne gelmiş oluyorsunuz. Cami yanındaki güller ve çeşitli çiçeklerle bezenmiş türbeye iki taraflı merdivenle çıkılıyor ve ziyaret ediliyor. Türbe içinde Büyük Evliya Müslahaddin Hazretleri, Şeyh Müslahaddin Hazretlerinin oğlu Şeyh Ali Efendi, Şeyh Ali Efendinin oğlu Şeyh Abdülşekür ve Şeyh Ali, Şeyh Hasan Efendi, sandukaları bulunuyor.
Yukarı Karaköy Camin arka bahçesinde Yabalı dede ve köyün yakınında Çoban dede Türbesi yer alıyor.

Cumayeri
Çilimli'den ayrılıp Cumayeri'ne doğru gidiyor ilçe merkezinde 3 km sonra Dokuz değdirmen Köyüne geliyoruz.
Köy, içinden geçen akarsular üzerine kurulmuş su değirmenlerinden dolayı bu isimle anılıyor ama günümüzde değirmenlerin ancak üç tanesi çalışıyor. Ahşap barakalar içinde yıllara ve teknolojiye meydan okuyan değirmenlerinin garip bir çekim gücü hissediliyor, merakınıza yenilip önce dışından bir kolaçan edip sonrada içine giriliyor.
Sular aktıkça ağır ağır dönen değirmen taşı altında un ufak olan mısır tanelerini ve sırada bekleyen mısır çuvallarını görüyorsunuz.
Hiç acelesi yokmuş gibi görünüp değirmen taşının dönüş hızına razı değirmenci, bir taraftan değirmen gıcırtısı dinliyor, hem de gün boyu aralıklarla yaptığı şekerlemesine devam ediyor.
Sular akıyor, değirmen taşı dönüyor, altına dökülen daneler un olup geldikleri çuvallara doluyor, traktörlerle taşınıyorlar. Bu monoton çark böyle dönüyor, değirmencinin saçları burada ağarıyor!

Köy meydanı klasiği kahve, konukların olduğu kadar köy ihtiyarlarının da toplantı yeri. 700 yaşında olduğu tahmin edilen ve gövdesini tarif etmeye kelime bulmakta güçlük çekilen çınar ağacı, içinin boşalıp geniş bir oda olmasına rağmen Melen Çayının suyu ile hayatına devam ediyor. Eski evler, karşılıklı nispetleşen su değirmenleri arasında bulunan Rafting Tesisleri meydana hayat veren bir başka mekân.
Pencereye kolunu dayamışçasına çayın kıyısında hizmet veren balkonlu restoran Melen Çayını seyrediyor.
Toprak rengi hâkimiyetinde yemyeşil bitki dokusu arasında boz bulanık akan Büyük Melen, kıvrımları, akıntıları, küçük şelaleleri ile raftingcilerin son beş yılda dikkatini çekmeyi başarmış.
Doğaya karşı zafer kazanmayı zevk haline getirenlerin gözde sporu rafting severler, özellikle hafta sonları botlarını depolardan çıkarıp köprü altından başlıyorlar kürekleriyle Melen Çayı ile mücadeleye.

Gümüşova
Düzce'ye 19 km uzaklıkta bulunan ilçe içinden geçen yolun iki yanında yer alan kent mimarisi ile dikkat çekiyor.
Gümüşovalılar ilçeye yeni kazandırılmış olan oyun bahçeli estetik parkta yorgunluk atıyorlar. Gümüşova içinden geçen yolun üzerinde ilk uğrak noktamız Selamlar Köyü Çeşmesi oluyor.
Cami köşesinde yer alan çeşme, üzerinde eski Türkçe yazılı kabartmalar taşıyor. İbrahimağa olan köyün eski ismi Büyük Önder Atatürk tarafından Selamlar Köyü olarak değiştirilmiş.
Köyden Düzce'ye doğru giderken yolun sağ tarafında yemyeşil tepeler, meşe ve çınarlardan oluşan ulu ağaçlar ve iç açıcı bir hava ile karşılaşıyoruz.
Gümüşova'nın piknik yeri olarak değerlendirilen doğal klimalı mesire alanında, mazisi 350 - 400 yıl öncesine dayandığı belirtilen Çaybüker Dede Koru Türbesi ve yanı başında Dede Koru Camisi bulunuyor. İlçe merkezinden 4 km uzaklıktaki Ada Köyü, Çay bükü arası Eski Büyük Melen Köprüsü mimarisi ile dikkat çekiyor etrafı doğal kır çiçekleri ile kaplı, toprak renkli Büyük Melen amatör balıkçılığa sportif amaçlı kullanılıyor.

Yığılca

Düzce'den çıkıp Akçakoca yönüne devam ederken sağ tarafta ayrılan yol, bizi Düzce'nin bir başka ilçesi Yığılca'ya götürüyor.
Fakat ilçe merkezinden önce, bizi şaşırtıcı olduğu kadar hayranlık uyandıran, gözümüzü, gönlümüzü açan güzellikte bir doğa harikası Hasanlar Barajı su toplama havzası karşılıyor. Göze sığmayan büyüklükte ve güzellikte ki göl, her kıvrımından, her yüksekliğinden değişik manzaralar, pastoral lezzetler sergiliyor. Göle paralel devam eden kaliteli yol, ara sıra göl kıyısına dek iniş müsaadesi verirken bazı ailelerin bu imkânı
değerlendirerek kıyıda piknik yaptıkları görülüyor.


Her yıl düzenlenen yelken yarışları bir yana, Hasanlar baraj gölü zengin balık kaynakları ile amatör olta balıkçılığı için uygun sahilleri ile de dikkat çekiyor. Barajın bitimine doğru en uzak köşesinde yemyeşil tepelerden yürüyerek veya aracınızla balık tutacağınız kıyıya kadar iniyor, kimseye bir kuruş ödemeden balıkları tutuyor, ruhunuzu dinlendiriyorsunuz.
Baraj gölünün yüzeyine düşen yansımalara ve gün batımında asil ışıklarla yıkanan manzarayı seyretmeye doyum olmuyor.

Yığılca'dan Yedigöller'e
Yığılca, Saklıkent Şelalesi, Sarıkaya, Gökçekaya Mağarası gibi daha birçok bilinen doğa güzelliğine sahip, şimdi de ilçe merkezinden ayrılarak şiirsel güzellikte bir güzergâhtan bir başka cennete, kısacası yılların klasiği Yedigöller Milli Parkına kadar gidiyor yol boyunca ne var ne yok bakıyoruz.
Profesyonel haritalarda manzarası güzel yollar yeşil hatla belirtiliyor. Yığılca, Yedigöller yol ağı da bunlardan birisi. Yeşil renge doyacağınız bu güzergâhta belirgin özellik yöresel köy evleri, ekili alanlar, ürünleri kuşlardan korumak amacıyla konulmuş esprili korkuluklar, koyun, kuzu sürüleri, zengin flora, zengin fauna (Hayvan varlığı) olarak özetlenebilir.
Bu yolu tercih etmemizin bir başka nedeni ise özellikle İstanbulluların en kısa tatillerinde bile huzur sığınağı olarak gördükleri Yedigöller'e klasik yoldan değil, farklı bir rota'da yol alırken farklı ortamları tanıyabilmek.
Büyütmek için tıklayınEğer aceleniz yoksa otoyolu kullanmak yerine kent yaşamını üzerinizden sıyırıp atmak isterseniz, geze geze bu güzergâhı kullanabilirsiniz.
Yığılca merkezi bir cami ve yanı başında çeşmesi, arka tarafında yeni yapılmış bir dinlenme parkı, binalar, evler arasında geçilince, doğa ile baş başa kalıyorsunuz.
İlk köy olan Yağcılar sağınızda yer alıp, sırayla dizili saman depoları, köy evleri, tarım arabaları, köy fırını gibi tipik yaşantılara şahit oluyorsunuz.
Yörede alabalık üreten bir restoran hizmet veriyor.
Çınar, kavlan, kayın, çam, meşe ağaçları gölgesinde devam ettiğiniz yolda, cılız bir dere yol boyunca size eşlik ediyor.
Büyütmek için tıklayınBeraberinizde getirdiğiniz piknik malzemesi varsa su kenarı ağaç gölgeli adım başı uygun alanlar buluyor, su ve kuş sesine kendinizi teslim edebiliyorsunuz.
Yolun devamında köprü ile karşılaşıyor, sola Karakaş, Yedigöller yoluna giriyorsunuz.
Yol, küçük bir köprüyle derenin solundan sağına geçip devam ediyor.
Amatör yön tabelalarının çoğu ağaç gövdelerine asılmış güzergâh, fındıkçıların korunakları, bağ evleri ile göz okşuyor. Yükseklerde uçan doğan, şahin, akbaba gibi kuşlar ilginizi çekiyor, uzak da olsalar fotoğraflamak istiyorsunuz.
Yine bir köprü yine ikiye ayrılan bir yol ile karşılaşıyor, sol yönü takip ediyorsunuz. Yol bu defa sizi Karataş Köyü içinden geçirip tepelere çıkartarak karşıdan ve yükseklerden seyir imkânı veriyor.
Koyun sürüleri, kademelerle sıralanan gölgeli tepeler, Yoğun Pelit Köyüne dek uzanıyor.
Bir zamanlar kervan yolu olup, günümüzde define arayıcıların da ziyaret ettiği, sert inişli kaya yapısıyla ilgi çeken Ayıkaya, Kapıkaya yı uzaktan görüp, Yaylatepe, Mengen gibi köyler arasından Yedigöller'e ulaşıyorsunuz.
Yolun büyük bölümü asfalt toprak bölümlerde var. Çevreyi görerek gidebilmek için gündüz yolculuğu tercih sebebi olabilir, yakıt ikmali yol öncesi yapılmalı, hız yapılmamalı.

Düzce El Sanatları

Düzce Kooparatifcilik ve El sanatları Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalarla ustalar nezaretinde yetişen öğrencilerin yaptıkları çeşitli objeler hayranlık uyandırıyor.
Kayın, çam, meşe ve ceviz ağaçlarına ustalıkları ile yepyeni boyutlar kazandıran ağaç işleme ustaları inanılmaz tasarımlar uygularken sedef kullanarak yaptıkları dolap, masa sehpalar kadar, değerli doğal taşlardan, kıymetli madenlerden yapılan takılar ve süs objeleri de beğeniliyor.
Koltuk ve sandalyeler oyna büro masaları, komodin, makyaj aynası, paravan, etajer, gazetelik, kabartma resimler, çerçeveler ve oyma sandıklar, kütüphane, ağaç hayvan figürler örneklerini satın alabiliyor veya sipariş verebiliyorsunuz.

 

Uzun Mustafa Mahallesi Tekniker Sokak No: 8 numaralı teşhir salonunda objeleri görme imkânı bulunuyor.
Tel: 0(380) 523 47 23
| Gölyaka | Kaynaşlı | Akçakoca | için tıklayınız
 
 
© Sihirlitur'daki tüm yazılar ve fotoğraflar
Haluk Özözlü
'ye aittir, alıntı
yapılamaz, izinsiz kullanılamaz.
sorularınız için: hozozlu@sihirlitur.com


Ayasofya Mz.
Altınoluk

Bördübet
Cunda Adası
Cunda Adası Pazarı
Cunda'da Taverna

Alaçatı
Gökçeada
Kerpe
Pembe Kayalar
Rumeli Feneri
Garipçe Köyü
Vatozlar
Çayağzı Köyü
Suuçtu Şelalesi
Uluabat Gölü
Ortaköy
Sultanahmet Myd.
Kapalı Çarşı
Mısır Çarşısı
Çiçek Pazarı
Hayvanat Bahçesi
Pamukkale
Pamukkale Eğlence
Karaca Arboretum
Sarıyer Börekçisi
Turşucu Hacı Salih
Pulculuk
Filateli'de Sanat
Asım Can Gündüz
Tanker Yangını
Dondurma Show

 
Saat Kuleleri
Kuş Cennetleri
Antikalar
Fotoğrafçılık
Halılarla Türkiye

Yol Boyu lezzet

Kartpostallar
Köprüler
Deve Güreşi
Kuş Sarayları
Kaleler
Bacalar
Deniz Fenerleri
Zil Dünyası
Hediyelikler
Sembollerle Anadolu
Çeşmeler
Kapalıçarşı
İstanbulun Heykelleri

 
Sağlık
Denizin Sırları
Mangal Kömürü
Patchwork
Yumurta Şapkası
Çerez Haritası
Turşu
A La Minute
Yel Değirmenleri
Bal
Dilimizdekiler
İstanbul Boğaz Geçişi
Kum Midyesi
Dekorlar
Yapılacak İşler
Hırka-i Şerif
Kutsal Emanetler
Sigortalı Hayat
Türk Hamamı
BlueJean Çanta
Cephe Kaplama
Kumaş Klasiği
Pat Pat
Sebastian Bach Konseri
Çarpıcı Resimler
Korkuluklar
Mavi Yolculuk

Kamp - Karavan
Damla Sakızı
Mısır Çarşısı
Pulculuk (Filateli)
Neşejoy Fashion Line
Masal Butikler
Bogaz Turu
Deniz Malzemesi
Dalış ve Vurgun
Antikacılar Pazarı
Çukurcuma Zamanı
Horhor Antika Çarşısı
Şapkacı Madam Katia
Piknik Alanları

Kent Kuşları
Zeki Müren Sergisi
Sarımsak Baş Tacı

Kahveler Çaybahçeleri
Pera'nın Heykelleri
Pera Duvar Resimleri
Pazarlar
Kızkulesi Gezisi
Levrek ve Tarihi
Dev Gemiler
Çiçeklerin Bakımı
Guguklu Saatler

Karpuzun Faydaları
Dondurma
YürüYORUM 1

YürüYORUM 2
Dekoratif Hediyelikler
Haydarpaşa Garı
Kubbe İstanbul
Kurabiye Fırınları

 
çorba&zeytinyağlılar, sebzeli,etli,yumurtalılar hamur işleri&pilavlar, balıklar, tatlılar...
Mezeler&Salatalar
Balık Yemekleri
Köfteler&Köfteciler Peynirler Ekmekler&Fırınlar
Karides Yemekleri
Lezzet Turu

 
Şarap, Likör Yapımı,
kokteyller
 

Kitaplık >>
Atatürk Evleri

büyütmek için TIKLAYINGezi yazarı fotoğraf sanatçısı ve gazeteci Haluk Özözlü'nün 18.200 km. yol katederek fotoğrafladığı çok geniş kapsamlı bir çalışma. Kitabı seçkin kitapçılarda bulabilirsiniz.

Anıtkabir Müzesi
Anadolu Med. Mz.
Topkapı Sarayı
Ayasofya Müzesi

Antalya Müzesi

Efes Müzesi
Side Müzesi
Ihlamur Kasrı
Yerebatan Sarnıcı
Dolmabahçe Sarayı
Beylerbeyi Sarayı
İst. Arkeoloji Müzeleri
Mevlana Müzesi
Gelibolu Mevlevihanesi
Sağlık Müzesi
Kariye'nin Müzesi

Lokomotif Müzesi
Sadberk Hanım Müzesi
Rahmi Koç Sanayi Mz.
Pera Müzesi
T.D.İ. Merkezi

Yesemek Açık Hv. Mz.
İst. İtfaiye Müzesi
İş Bankası Müzesi
Beşiktaş JK Müzesi
Madame Tussauds Mz.
Özdilek Balmumu Mz.
Boukoleon Sarayı İstanbul Sirkeci Garı Tekfur Sarayı Müzesi Atatürk Arboretumu Beykoz Mecidiye Kasrı

Gülse Birsel
Hülya Koçyiğit
Tülin Şahin
Vatan Şaşmaz
Çağla Şikel
Aysun Kayacı
Tan Sağtürk
Gülşen
Doğkan
Nil Karaibrahimgil

Bu sayfalarda günlük yaşamdan komik kesitler bulabilirsiniz.