Halılarla Türkiye -Haluk Özözlü
Düğüm Düğüm Anadolu...
Anadolu’ya Türkmen ve Yörük aşiretleri aracılığıyla girip, en az 4 bin yıldan bu yana ince ve derin bir zevkin, yeteneğin ve ustalığın ürünü olan halılar için her rengin, her motifin, suyun bir dili ve mesajı bulunuyor. Kırmızı renk dostluğu, sevgiyi, mavi umudu, yeşil ayrılığı, sarı nazarı ifade ediyor. Eli belinde motifi doğurganlığı, koçboynuzu motifi gücü, yiğitliği, üretmeyi, çengel motifi kem gözden nazarlardan korunmayı, turna katarı birlikteliği, üçgen motifi izdivacı, bukağı motifi bağlılığı, el motifi bereketi dile getiriyor.

İpek Yolu, Kral Yolu, Baharat Yolu gibi tarihi güzergâhların üzerinde bulunan Türkiye’de, bu defa da "Düğüm düğüm Anadolu" halı yolu için üretim merkezlerine doğru yola çıkıyoruz.


Yağcıbedir Halıları
Yağcıbedir halıları Anadolu halıcılık tarihiyle eş değerli olduğu biliniyor. Yöreye önceleri konar-göçer hayatı yaşayarak gelenler sonraları iskân edip yerleşen Yağcıbedir Yörük aşireti tarafından dokunduğu için halılar ismini bu aşiretin isminden almış. Türkmenlerin göçebe oymaklarından olan "Yaycılar" yıllar önce Balıkesir çevresine Bedirhan adlı yöreye yerleşmişler. O yıllarda Yaycıbedir adıyla anılırken, günümüzde bu isim Yağcıbedir olarak değişime uğramış ve dokunan halılara da aynı isim yakıştırılmış. Yağcıbedir Yörük halkı, yaşantısını dokuduğu halılar üzerine motifleştirmiş. Bu sayede her motifte sevinç, üzüntü, örf, adetler ve geçmişi yansıtan izler bulmak mümkün olabiliyor. Buna rağmen yörede Şirvan ve Kafkas kazak halılarını dokuyanlara da rastlanabiliyor.

Uçan halı hayal olsa da Yağcıbedir’in konuşan halıları gerçek.
Yağcıbedir halılarındaki ejderha motifi Orta Asya’daki bir efsaneyi, mihrap motifi İslamiyet’e geçişi anlatırken, her motifte ayrı bir duygu, ayrı bir ifade var... "Aşk dolambacı" motifinde ise halı dokuyan kızların gizemli duyguları bulunuyor.
Yıllar önce kullanılan bu motifte sevdalanmış genç kızlar evlenmek istediklerini ailelerine halılara dokudukları ve iki ayrı yöne giden salyangozun bulunduğu aşk dolambacı motifini halıya işleyerek
belirtirlermiş. Türk İslam elsanatı Yağcıbedir halıları Anadolu halıları arasında en tanınmış olanlardan biri olmasını çok ince ipliklerden dokunmuş olmasına, atkısı ve çözgüsünün yün olmasına borçlu. İyi bir Yağcıbedir halısının her desimetre karesinde 1200-1600 ilmek bulunması, yüzlerce çeşit ve modeli olan halıların değerini daha da artırıyor.
Eşmedere, Çakıllı, Karakaya, Alakır, Eğridere köyleri başta olmak üzere Sındırgı yöresinde yaklaşık 3000 halı tezgâhında dokunan halıların ipi güneş ışınlarında solmayan kök boyalarla boyanıyor.


Renklerin dili

Balıkesir Sındırgı ilçesi başta olmak üzere Yağcıbedir halısı dokunan çevre köylerde, sık düğümlü, kısa havlı, Yağcıbedir halısının zemin rengini, labada bitkisinin kökünden elde edilen lacivert (gök) oluşturuyor. Rengini bereket sembolü olan kınadan alan kırmızı (al) yörede bulunan sarıkız oyundan elde ediliyor. Kahverengi, vişneçürüğü (narınç) kırmızının ikinci suyuna çalı kozalakları katılarak elde ediliyor.
Hüzün olarak kabul edilen Siyah (kara) halıda en az kullanılan renk olarak tanınıyor ve yumuşak kayaların kaynatılması ile sağlanıyor.
Eğridere ve Alakır köyleri bu rengi kullanmıyorlar. Genç kızların sıkça kullandıkları Kirli beyaz (ak), sevinci, hayattan beklentileri, gelin olma özlemini dile getiren bir renk olarak benimseniyor.

Yağcıbedir Yedisulu
Kenar motiflerinde bulunan suyollarının yedi tane olması, gökyüzünün yedi katı olduğu düşüncesi olduğu belirtilerek, bu tür Yağcıbedir halıları Yedisulu, ismi ile anılıyor. Suyollarının orta kısmında kalan beyaz suyolunda nazar boncuklarının iki yanında kedi izleri ve hayat zinciri ile birbirine bağlanmış motifler yer alıyor. Yedi sulu kenar motifi genellikle Çakıllı Köyü alı dokumacılarının kullandığı göze çarpıyor.

Yağcıbedir Heybesulu
Yağcıbedir Yörüklerinin atları sırtlarında ki heybelerde bulunan ve köylülerin “çam kobağı” dedikleri motif, heybesulu kenar desenlerini oluşturuyor. Tarla sınırı anlamı taşıyan motif, genellikle beyazsulu nazar boncukları ile beraber kullanılıyor ve Eşmedere halılarında rastlanıyor.

Motiflerin dünyası
Kenar desenlerinde kullanılan diğer motiflerde, yıldızların güneş etrafında dönmesi bu motifin oluşmasına neden olurken Yıldız Dönüşü olarak adlandırılmış. Bir kadının ellerini beline koymuş halini stilize edilen motif aynı zamanda ana olarak üreme ve çoğalmayı simgelediği düşünülerek Kelle halıların kenar motiflerinde rastlanan Elibelinde motifi doğmuş. Halının kenarı ile zemini arasında kullanılan Deve Boynu motifi Türk kültüründe sıkça rastlanan bir motif olarak dikkat çekiyor. Nazar Boncuğu motifi Yağcıbedir halısının İslamiyet öncesine kadar uzandığının bir kanıtı olarak gösteriliyor. Zemin motiflerine göre Yağcıbedir halılarının vazgeçilmezi merdiven basamaklarını andıran Mihrap motifi, göğe yükselme anlamı taşıyor.
Mihrap altında bulunan üç kocabaş motifinin, koçu ve gücü temsil etiğine inanılıyor. Zemin içinde yer alan üç yıldızdan ortadaki güneşi, diğer iki yıldız ayı temsil ediyor, yöresel tüm halılarda bu motife rastlanıyor. Hayat Ağacı motifi, genç kızların hayattan beklentilerini ve bu motifi işleyenlerin daha güzel bir hayat yaşayacağı inancı taşıyor. Terazi ve Ayaklı olarak iki çeşidi bulunan Civa motifi, Türklerde adaleti ve kırkayağın stilize edilmiş halini yansıtıyor. Çınar yaprağı motifi yağcıbedir’de yaşayan en uzun ömürlü ağaç olması nedeniyle hal ortasında kullanılıyor. Elli Motif, birbirine bağlı çiçeklerden oluşan bu motif Türklerde ki bağlılığı temsil ediyor.

150-200 yıl ömürlü otantik halılar için halıcılar, el süpürgesi ile süpürülen halıların tüylerinin parladığını, zamanla kıymetlendiğini, eskidikçe değerinin arttığını, hatta eski halıyı alıp yenisi ile değiştirebileceklerini belirtiyorlar. Elektrik süpürgesi ile süpürülen halılar ise vakumla düğüm yerlerinden kopan tüpler, halının zamanla keçeleşerek değerinin kaybolmasına neden oluyor.

Balıkesir yakınlarından geçerken karayolunun her iki yanında satış için sergilenen Yağcıbedir halılarının tarihsel motiflerinde Orta Asya’da bir ejderhanın koyun sürüsünü yediğini anlatan efsanevi motifi, çadır, at, mihrap, terazi, halı kenarında kullanılan nazar boncuğu suyu, aşk dolambacı gibi motifler dikkat çekiyor. Boyalık otundan kırmızı, Alahorta kökünden lacivert renk elde ediliyor. Yedi dağdan rengini, yedi iklimden sırrını alan Yağcıbedir halılarının ünü ülke sınırlarını aşıyor.

Milas Halıları
Kendine özgü karakterdeki Milas halıları, "Ada Milas, Patlıcanlı, Cıngıllı Cafer, Gemisuyu, Elikoynunda" gibi isimlerle tanınıyor. Efsaneye göre Ada Milas desenli halı ismi M.Ö. 4’üncü yüzyılda yaşamış olan Karia Kraliçesi Ada’dan geliyor. Bugün Milas çevresinde dokunan halılardaki figür ve motifler geçmişin izlerini taşıyor. Milas halı dokumacılığı, köylerin dokuma özelliği nedeniyle Karacahisar ve Göreme halıları olarak iki gruba ayrılıyor. Karacahisar seccadeleri, Göbekli, Madalyonlu desenlerle dokunup, çiçek yaprağı, dal gibi motiflerle süsleniyor. Zeminlerde beyaz ve kırmızı kullanılırken, seccadeler koyunyünü ve sık düğümlü sağlam halılar olarak tanınıyor. Kahverengi, sarı tonlarının sıkça görüldüğü, mihraplı ve mihrapsız Milas halılarının dokunduğu halı tezgâhları, özellikle Milas - Bodrum arasındaki bölgede yer alan Bozalan, Gökbel, Aşağı Mazı köylerinde yoğunluk kazanıyor.
Birbirini tamamlayan armoni ile kazanılan motif bütünlüğü Milas halısını özel kılıyor. Kök boya kullanılarak yapılmış olan gerçek Ada Milas halıları için renkler Ege’nin tipik bitkisi Pirenotu, kayısı ve şeftali yaprağından Milas sarısı denilen ve Milas halılarına has ana rengin elde edilmesinde kullanılıyor. Ceviz yaprağından kahverengi, palamuttan samani kahve, naneden koyu yeşil, çamurda bir hafta yatan yünlerden de siyah elde ediliyor. Tera, karanfil, kedi izi, kösele, çenti motifli halıların çerçevelerine ise su yatağı deniliyor. Milas halılarında düğüm sıklığı santimetre karede 9 ila 12 arasında değişiyor.

Bünyan Halıları
Bir ay gibi bir zaman içinde yaklaşık altı metrekarelik bir halı dokunabildiğini söyleyen Bünyanlı kızlar, Bünyan halısının santimetrekaresinde ortalama 25 düğüm bulunduğunu belirtiyorlar. Daha çocukken tezgâh başına geçip gün boyu 10 bin düğüm atan halı dokuyucuları, ürettikleri halılar sayesinde bir yandan ailelerine katkıda bulunurken diğer yandan ülke ekonomisine milyarlarca liralık döviz kazandırıyorlar. Bünyan halılarının karakteristik özelliği birbirine uyumlu açık ton renkleri, kendine özgü desenleri.

Dış piyasalarda haklı üne sahip Bünyan halıları, yılların geleneği olarak Bünyan’da hemen hemen her evdeki halı tezgâhlarında üretilmeye devam ediyor. Halı için gerekli ipler Uşak’tan alınıp Kayseri’de boyatılıyor. Bir nevi halı fabrikası görünümündeki Bünyan’da halı dokuyan kızlar, 30-35 günde bitirdikleri 6 metrekare halı sonrası ikinci halıya geçmeden önce bir, iki haftalık dinlenme süresi yaşıyorlar. Dokunan halılar, "ince çiçek buğdaylı, üzümlü, dönmeli, kirpikli" adları verilen geleneksel motifleri taşıyor. Gördes düğümüyle dokunan Bünyan halılarının çözgüsü pamuk ipliğinden yapılıyor.

Bünyan halıları kadar ünlü olan Yahyalı halılarında yünlerinde çamur, asma yaprağı, ceviz kabuğu, ceviz yaprağı, cehri ve benzer bitkilerden elde edilen kök boya kullanılıyor. Yahyalı halılarında divan, seccade, yolluk, mihraplı, göbekli, dabazlı gibi değişik ebat ve ölçülere sahip modelleri bulunuyor. Yahyalı ilçesinde Cuma günleri kurulan halı pazarında, halı satışı yapan esnaflarda, halı dokunan evlerden bile İstanbul, Antalya, Kapadokya, İzmir, Ankara’ya göre daha ekonomik fiyata halı satın alınabiliyor.

Avanos Halıları
Nevşehir’in Avanos ilçesine gidenleri, tezgâhı başında halı dokuyan genç kızların yer aldığı heykel karşılar. Heykelin üst bölümünde çömlek yapan usta bulunur. Günümüzde turistik önem kazanıp yapımı "show"a dönüşen çömlekçilik hala yaygın ama Avanos halıcılığı çeşitli nedenlerle kaybolmaya yüz tutmuş. Hiçbir eğitim görmeden, nineden toruna devam edip 10-11 yaşlarında tezgâh başına geçen genç kızlar, çeyizleri için bile en az 6-7 halı dokurken, halı malzemesinin artan fiyatları, yöre halkının turizme yönelmesi gibi nedenlerle halı dokuyan neredeyse kalmamış. Avanos - Ürgüp - Nevşehir halıcıları şimdi diğer yörelerin halılarını satıyorlar. Eski Avanos, Ürgüp halıları ise ancak, antikacılarda ve koleksiyonerlerde bulunabiliyor.

Lâdik Halıları
İşsizlik sorunu için bir çare olan ve kadın işi diye bilinen halıcılıkta Lâdik’te erkekler bile halı dokuyor. Metrekaresinde 200 bin düğüm bulunan Lâdik halısı ürün kalitesiyle olduğu kadar, desenleriyle de ünlenmiş. Lâdikli halı üreticileri "Kooperatiflerin güçlenmesi, kredilerin arttırılması, iş kolunda sigorta güvencesi" gibi önlemlerin halı üretimi ve kalitesinin artmasına neden olacağını belirtiyorlar. Üreticiler, saf yün iplik kullanılması ve halının dokunduktan sonra geçirdiği işlemlerin Lâdik halısını farklı kıldığını söylüyorlar. Koyun ve kuzulardan elde edilen yapağılar temizlenip iplik fabrikasında çile haline getiriliyor ve elde eğiriliyor. Renk renk boyanan yün çilelerle dokunan halıların dokunması bittikten sonra uzun tüyleri kırkım atölyelerinde kırkılıyor.
Daha sonra, tabandaki fazla tüyler yakılıyor, halılar yıkanıyor ve kurutuluyor. Halının yırtılıp deforme olmaması için dövmek, çırpmak yerine, el süpürgesi ile süpürülüp sirkeli suyla silinmesi ve ara sıra güneşlendirilmesi tavsiye ediliyor.

Isparta Halıları
Halıcılığın önemli merkezlerinden birisi de Isparta.
Halı bahçesi görünümlü kentin il ve çevresinde dokunan halılar, kurulan halı pazarlarında görücüye çıkıyor, yeni sahiplerine kavuşuyor. Metrekaresine biçilen değerle satılan halılar arasında Köş Göbekli, Çamdallı, Beş yıldızlı gibi modeller bulunuyor. Diğer halı merkezlerine oranla santimetrekaresinde daha az düğüm bulunan Isparta halılarının yanı sıra Isparta Yarı açık Cezaevi’nde dokunan halılara "Süper Isparta" adı veriliyor.
Erkek gücüyle, kol kuvvetiyle düğümlere daha sert vurulan tokmaklarla sıklaşan düğümler santimetreye düşen düğüm sayısını artırıp dokunan halıyı daha makbul hale getiriyor.


Döşemealtı Halıları
Antalya sadece turistlerin güneşlendiği bir kent değil. Ülkenin her yerinde olduğu gibi, "dokunan halılar evlere döşendikten sonra pencereden gelen güneş ışınlarıyla bir kısmının solup renk farkı yaratmaması" için halılar, Antalya’nın Toros Dağları eteğinde birçok köyden oluşan Döşemealtı bölgesinde boylu boyunca güneşe seriliyor. Antalya’nın kızgın güneşi, halıların daha çabuk solmasına ve natürleşmesine neden olurken güneş altında bir ay boyunca yeteri kadar kalan halılar bu şekilde gerçek renklerine kavuşuyorlar.
Uzaktan halı tarlasını andıran bu görünüm içindeki halılar arasında boyama hatası olanlar bu güneşlenmede ortaya çıkıyor. Daha çok küçük çapta lacivert ve kırmızı rengin hâkimiyetindeki, göçebe geleneklerine uygun Döşemealtı halılarında, Mihraplı, Akrepli adı verilen geometrik desenler hâkim.
Bitki köklerinin kazanlarda kaynatılması sonucu elde edilen renklerle boyanan yünlerin kullanıldığı gerçek Döşemealtı halıları ise yörenin şöhretine şöhret katıyor. İşte bir kaç Döşemealtı motifli halı örneği.

Kula Halıları
Halı dünyasında isminden söz ettiren halı merkezlerinden bir başkası Kula. Zengin koyu kırmızı renk hâkimiyetindeki Kula halılarında mavi, lacivert, yeşil ve sarı renklere de rastlanıyor. Şeritler halinde kenar bordürleri, küçük çiçekler, ince şerit çerçeveler Kula halılarının karakteristiğini oluşturuyor.
Günümüzde Manzaralı Kula adıyla anılan halılarda, halı zemini bir konturla çevriliyor ve içi manzara oluşturacak şekilde dizilen ağaçlar, evler bazen gemi resmi bile yer alıyor. Diğer modeller, Vazolu Kula, Yılanlı Kula, Kömürcü Kula gibi isimlerle anılıyor. Kula’nın halıları kadar köylerinde dokunan canlı renkli kilimleri de ünlü. Kilimden söz etmişken Uşak, Eşme’de dokunan Altınbaş, Toplu, Hürriyet, Albaş, Gıcıklı gibi çeşitleri bulunan geometrik desenli kilimler seyredenlerin içinde coşku yaratıyor, hayranlık uyandırıyor.

Uşak Halıları
16. y.y da Uşak ve çevresinde dokunan halılarda, madalyonlu ve yıldızlı olmak üzere iki tip halı modeli görülüyor. Uşak halılarının en önemli özelliklerinden biri olan madalyonlu halıların boyu 10 metre kareye kadar ulaşıyor olması.
Yapımı 18. yy ortalarına dek uzanan bu ebattaki halılar, madalyonun yıldız şeklini almasından sonra yıldızlı Uşak halıları oluşturulmuş. Avrupa’ya yayılan şöhreti sayesinde bazı varlıklı aileler, halı üzerinde kendi armaları işlenmiş armalar bulunan halı siparişleri vermek suretiyle kendilerine has halı dokutturmuşlar.
Uşaklı kadınlar, madalyon motifinin küçük ebatta olanlarını 40x40 olarak minder halısı olarak iki günlük bir sürede dokuyorlar.
Papatya, hindibağ gibi bitkilerin kaynatılmasıyla elde edilen kök boyalarla dokunan halılar, yıkanıp, soldurduktan sonra hiç renk değiştirmemek üzere kullanıma hazır hale geliyor.

Taşkale Halıları

Tarihiyle olduğu kadar doğası, el sanatlarıyla önem kazanan Taşkale’de geleneksel motifler Bıçakucu, Amber, Akıtma, Zavrak, Ayna, Lale, Çevrim, Takke, Tarak gibi isimlerle anılıyor. Beş yaşında halı dokuyan çocuklara rastlanan Taşkale’de 500’e yakın halı tezgâhı bulunuyor. Karaman koyunundan elde edilen yün, köklü ve yaygın olan "Kızıllar" halısının üretiminde kullanılıyor.

Orta Asya’dan gelen 39 motif ve desenin bulunduğu, sarı-kırmızılı halılar Avrupa boyalarıyla boyanmış yünlerle dokunup, ihraç halılar için özel ilaçlarla soldurma işlemi sonrası antik hava kazandırılarak yurtdışına gönderiliyor. Sipariş üzerine yerli piyasa taleplerini karşılayan Taşkale halı üreticileri,
Sirvan modeli halıda keçi tüyü yün ile santimetrekareye 40 - 45 düğüm sığdırabiliyorlar. Yıl boyu dokunan halılar ise halı tüccarları tarafından yerinden alınıp, başta İstanbul Kapalıçarşı olmak üzere turistlerin uğrak yerlerinde görücüye çıkıyor.

Taşpınar Halısı
Aksaray iline bağlı belde olan Taşpınar’lıların günümüze dek özelliğini koruyarak süregelen halı dokumacılığında atkı, çözgü ve düğüm iplerinin tamamen yün olması, iplerin renklendirilmesinde kökboyalarının kullanılması kalitesini artıyor. Taşpınar halıla
rına, taban, kelle, çift, somya, minder, namazlık, yastık, heybe, eğerlik örtüsü adları verilmiş. Son yıllarda ise yastık ve yan halısı denilen çift halı daha fazla dokunuyor. Taşpınar halılarının ana renklerini kırmızı, mavi, lacivert, kahverengi, yeşil, gri ve beyaz oluşturuyor. Kahverengi meşe palamudu ve şap, açık kahverengi, pelit ve pelit kabuğu kaynatılarak elde ediliyor. Halk arasında kedi tüyü de denilen gri renk yanmış meşe ağacı külünün kaynatılması ile bulunurken, yeşil, pelit kabuğu ile bağ yaprağı, siyah ise Hasan Dağı eteğinde bulunan daş kara denilen boyama maddesinden elde ediliyor. Sarı renk için de sarı saman bağ yaprağı kaynatılması yeterli olmuş.
1 dm2 de 1750 düğüm sayısına ulaşan Taşpınar halısı zengin desenlere sahip. Bu desenler kalıplaşmış bir kompozisyon içinde sunulurken dıştan içe doğru boncuk, gül boncuk, yak, sandık, sallama,
köşe ve göbek desen sıralaması Taşpınar halı modelini meydana getiriyor.
Taban halıları 3,50x2,10 ila 4,00x2,30 metre ölçülerinde olup 7 ila 10 metre kare olarak dokunuyor. Taban göbek adıyla anılan taban halıları Taşpınar halısının tüm desenlerini üzerinde toplarken, bir boy küçüğüne ise kelle halısı adı veriliyor. Uç uça dokunan halılara ise çift halı deniyor ve yaklaşık 2,20x1,20 metre ölçülerini taşıyor.
Somya üzerine örtmek için dokunan halılara sedir veya divan halısı, duvara asmak için dokunanlara seccade halısı denirken, bu halılarda namaz kılınmıyor ve desenlerine göre camili, minareli gibi isimlerle anılıyor.

İpek Halı
Son durağımız ise ipek halı diyarı Hereke. Metrekaresinde bir milyon düğüm bulunan ve yurtdışında büyük talep gören ipek halılar, ülkemize önemli bir döviz kaynağı oluşturuyor. İpek kozaları bükülerek önce iplik, daha sonra çileler halinde tezgâhlara diziliyor, bir başka grup tarafından, halı dokuyanlar için desen çoğaltılıyor. Bir kişinin yılda ancak üç metrekare ipek halı dokuyabildiği bu türde keskin gözlü, sabırlı, hünerli parmaklara sahip hanımlar bir bakıma döviz dokuyorlar. Halı dokumacıları "Halı işi, deli işi" deseler de Çin, Hindistan, İran ve Pakistan gibi halıcılıkta söz sahibi ülkelerle rekabet eden Türk halıcılığı, ekonomik krizlerin devamlılığı, ham madde ve işçilik maliyetlerinin artması, makine halılarının çoğalması ve el halılarından daha ucuz olması, talebin azalması, emeğin karşılığını bulamıyor. Yaşanan tüm olumsuz koşullara rağmen, turizmde yeniden moda ülke olan Türkiye’de yine de istikbal vaat ediyor.



 
   
 

© 2000-2020, Bu sayfadaki tüm yazılar ve fotoğraflar
Haluk Özözlü
'ye aittir, izinsiz kullanılamaz.

Sihirlitur Anasayfaya Dönmek İçin Lütfen Tıklayınız