Gemicilerin dostu, tarihin sesiz tanıkları, huzur verici görüntüleri ile deniz fenerleri...

Ülkemiz kıyılarında çeşitli tip ve özellikler taşıyan 354 fener bulunuyor. Bunlardan 82'i si Karadeniz de, 53 tanesi Marmara da, 85'i Ege kıyılarında, 73'ü Akdeniz de, 23'ü Çanakkale, 38 tanesi de İstanbul da görev yapıyor. Fenerler sadece ışık vermekle kalmıyor. Denizciler için gerekli olan hava raporu, sis işareti yayma, işaret istasyonluğu yapma, bazı fenerlere mahsus özel yansıtma sistemleri ile kayalığa, sığlığa dikkat çekme, olası bir deniz kazasında bunu en kısa zamanda kıyı emniyetine bildirme, kazazedeleri barındırma gibi görevler üstleniyor.
Denizcilerin kader arkadaşı olarak tanımladıkları Türkiye de ki deniz fenerleri konulu belgesel gezimize Batı Karadeniz kıyılarımızdan başlıyoruz.

İĞNEADA FENERİ

Batı Karadeniz den İstanbul Boğazına doğru giriş yapan gemilerin Türk karasularına girdiklerinde ilk gördükleri fener olan İğneada feneri, hırçın Karadeniz'i Kırklareli'ne ait İğneada'nın İğneada burnundan seyrediyor. Oldukça rüzgârlı bir burunda yer alan fener ve bitişiğinde bulunan fenerci koğuşu dışında tarlalar, yabani incir ağaçları, daha gerisinde ise Karadeniz panoramasını fenerle beraber seyreden yazlık villalar bulunuyor. İğneada liman platosu arkasına çıkılan yol ile yanına kadar araçla gidebilme imkânı olan İğneada deniz feneri önünde tertemiz havayı teneffüs edebilir, derin nefes alırken Karadeniz'in ufuk hattına bakarak gözlerinizi dinlendirebilir, fener çevresine yapacağınız turla İğneada gezinizi tamamlayabilirsiniz.

KARABURUN DENİZ FENERİ
Kıyı Emniyet Genel Müdürlüğü, Rumeli Karaburun Tahlisiye İstasyonunun hizmet verdiği fener, Karaburun eski kale ucunda yer alıyor. Fener ışık gücü bakımından dünyanın üçüncü güçlü feneri. Fenerin ışık gücünü uzaklara yansıtması için kristal mercekler kullanılmış. Tavan ve yan cephelerde bulunan kristal aynaların (24 adet) yansımaları orta mercekte toplanarak güçlü bir ışık elde edilmiş. Şile fenerinden sonra Türkiye’nin ışığı en uzun erişime sahip feneri olarak biliniyor. Orijinal bakır kubbenin yanlarında yer alan yağmur suyu saçakları aslan kafaları ile süslenmiş. Yağışlı havalarda saçaklarda biriken sular, aslanların açıkağızlarından aşağı akıyor.
Mercekler gündüz güneş ışığı yansımasından zarar görmesin diye de kristallerin üstü örtü ile kapatılıyor. Fenerin denizden yüksekliği 54, kule yüksekliği 12 metre. Çakar fener 15 mil mesafe görünüme sahip.
Bahçe içinde bulunan direk ve direğe gerili bulunan uzun halat, kötü hava şartlarında sığ zemine oturan bir gemi mahsur kalırsa, roket tarzı ip, geminin üzerinden aşacak şekilde atılıp bağlandıktan sonra, teleferik sistemiyle yolcular kurtarılıyor. Deniz fenerinin denize doğru eteğinde tel örgü ile çevrili “Kimsesizler Mezarlığı” yer alıyor. Tarih boyunca denizden çıkan, kim olduğu bilinmeyen, sahipsiz cesetler buraya gömülmüş. Fenerin bulunduğu burun önceki yıllarda daha ilerdeymiş, liman yapımı için dinamitle patlatılan kayalar buradan alınıp kullanılmış. Kıyıdan deniz fenerine doğru veya fenerden aşağı bakanlar, burun çıkıntısının törpülenmiş yerlerini görebiliyorlar.
Bu arada eski fener yerinin temel kaidesi kalıntıları da yeni fenerin biraz önünde olduğu fark ediliyor. Yöreyi ziyarete gelenlerin görmeden geçmedikleri, Karaburun’un simgesi olan ve burunda kuğu gibi duran fenerin çevresini, Mart ayında başlayıp Nisan ortasında kaybolan çiğdem çiçekleri süslüyor. Haziran 2008 itibarıyla önceleri beyaz boyalı bakır kule kubbesi orjinal rengine kavuşmuş.

RUMELİ FENERİ
İstanbul'un Rumeli yakası boğaz girişinde, aynı ad ile anılan ve şirin bir balıkçı köyünde olan fener, Fransızlar tarafından yapıldığı biliniyorsa da bazı kaynaklar Fransızların aslında var olan feneri yeniden yaptıklarını belirtiyorlar.
Deniz seviyesinden 58 m yükseklikte ki taş yapımı fener kulesi üç kademe şeklinde sekizgen olarak inşa edilmiş ve 30 m yükseklikte bulunuyor.
Günümüzde otomatik olup elektrikle çalışan, ışık görünüş mesafesi 18 mil olan deniz feneri, ilk yapım yıllarında önce gaz yağı, daha sonra asetilen gazıyla çalışarak hizmet vermiş.
Rumeli Fenerinin inşaatı sırasında yaşanan ilginç bir de öyküsü var.
Yapım sırasında kulenin birkaç kez yıkılması üzerine köyün yaşlıları fener yerinde bir yatır (türbe) bulunduğunu bu nedenle kulenin sürekli yıkıldığını yapımcı Fransızlara söyleyince ustalar önce türbeyi yapmışlar, sonra da bugünkü kuleyi inşa etmişler. Rumeli Feneri belki de dünyada içinde türbe bulunan tek fener olma özelliğini günümüzde de sürdürürken, Rumeli Feneri köyüne gelenler fenerde bulunan Saltuk Baba Türbesini de görüp, ziyaret ediyorlar.
Rumeli feneri karşı kıyıda bulunan Anadolu Feneri ile sürekli olarak bakışırken, fenerin özellikle dalgakıran üzerinden, balıkçı barınağının en uzak noktasından, Rumeli Feneri Kalesinden tablosu yapılacak kadar güzel görüntüleri seyredilebiliyor.
Fenerin yanına dek araçla gelme imkânı bulunurken dalgakıran üzerinde bulunan balık lokantasında fenere karşı yemek yenebiliyor. Fenerin yanında bir de gözetleme istasyonu bulunuyor.

ANADOLU FENERİ
Hazır İstanbul boğazına giriş yapmışken boğazın Anadolu yakasında ki bekçisi Anadolu fenerindeyiz.
15 Mayıs 1856 yılında hizmete giren fenerin konumu en az Rumeli feneri kadar görkemli. Boğaz girişine Rumeli Fenerine göre daha yüksekten bakan Anadolu feneri kulesi, kale içinde bir burç üzerinde bulunuyor. Deniz seviyesinden 75 m, kule yüksekliği 25 m olan taş kule iki saniye ara ile ışık yayıyor.
Rumeli feneri gibi nostaljik bir balıkçı köyü olan Anadolu feneri bitişiğinde seyir teraslı bir cami, yamacında balık lokantası yer alıyor. Kıyısı ise İstanbullular piknik yapıyor ve teknelerin çekek yeri olarak kullanılıyor. Çevre fotoğraf severler ve ressamlar için güzel sayılabilecek kompozisyonlar sunarken, Anadolu feneri, Karadeniz ve İstanbul Boğazının derinliklerine uzanan panoramasını havanın lacivertleşmeye başlamasıyla ışığıyla selamlıyor.
Kıyıköy'de, Ağva'da, İstanbul boğazının burun noktalarında Anadolu yakası kıyılarında kırmızı, Rumeli yakasında yeşil renkli, çeşitli tiplerde çakar fenerlere sık sık rastlanıyor. Fındıklı, Defterdarburnu, Akıntıburnu, Baltalamanı, İstinye, Yeniköy, Kireçburnu, Büyükdere, Dikilikaya, Çalıburnu, Kızkulesi, Beylerbeyi, Kanlıca, Paşabahçe, Gümüşsuyu, Selviburnu, Anadolu Kavağı, Filburnu olarak her iki yakada sıralanıyor. Biz gezimize İstanbul'da bulunan ve yakında turistik olarak ziyarete açılması planlanan 5 fenerden biri ve deniz fenerlerimizin en ünlüsü olan Şile feneri ile devam ediyoruz.

ŞİLE FENERİ
İstanbul'un Anadolu yakasında ki turistik ilçesi Şile'de boğazın en kritik noktasında bulunuyor. 1859 yılında Fransızlara ait Fenerler İdaresi tarafından yapılmış Türkiye'nin en büyük, Dünyanın ikinci büyük feneri olarak biliniyor. 20 mil uzaktan görünen ışığı ile deniz seviyesinden 60 m yükseklikte yer alan Şile deniz fenerinin kule yüksekliği ise 19 metre. Şehir elektriği ile çalışan feneri cihazı ve kule, yapısının orijinal halini günümüzde de koruyabilmiş. İlk olarak 15.5.1856 yılında yapılan Rumeli ile Anadolu fenerlerinden sonra 8.8.1859 tarihinde yapılan Şile Feneri Şile'nin en yüksek yerindeki kayalık mıntıkada ki yerini ve en büyük fener olma özelliğini hala koruyor. Sekizgen şeklinde ve 110 cm kalınlığında taştan yapılmış olan kule, gündüz iyi görülebilmesi için siyah ve beyaz enlemesine bantlar çizilerek boyanmış. Şile fenerinin gerek yapısı, gerekse taşıdığı özellikler nedeniyle tarihi değeri, ünü giderek artmış. İnşa tarihinde ışık kaynağı olarak üç fitilli gaz lambası kullanılmış ve alt kısmında gazın dinlendirilmesi, süzülmesi için sarnıç şeklinde özel depo yapılmış.
1968 yılında elektriğe çevrilen ve şehir cereyanı ile çalışmaya devam eden Şile fenerinde 1000 watt gücünde ampul kullanıldığı belirtiliyor. Bir dönüşünü 120 saniyede tamamlayan fener ışığı sekiz adet göz biçimli mercekten yayılırken, fenerin çalışması duvar saatlerinde kullanılan sarkaç sistemi ile gerçekleşiyor ve dişli tertibatı iki saatte bir kuruluyor. Şile'nin adeta sembolü olan 2004 yılında müze yapılan 157 yıllık Şile Deniz Feneri çevresinde yapılan Kavala Parkında oturup dinlenme, çevreyi seyretme, fotoğraf çekme imkânı bulunuyor.

KIZKULESİ FENERİ
Marmara denizinden İstanbul Boğazına giriş yapan gemilerin sağında Fenerbahçe feneri, sol taraflarında Ahırkapı feneri yer alırken tam karşılarına Kızkulesi feneri çıkıyor. Tarihi, efsaneleri bir yana Kızkulesi, bulunduğu yer olarak İstanbul siluetinin seyredildiği en güzel panoramaya sahip eşi benzeri bulunmayan bir mevkide yer alıyor. Yoğun deniz trafiğinin içinde gece gündüz hizmet veren fener, bulunduğu adanın turistik gezilere açılmasıyla eski yalnızlığına tezat, sayısız kişi tarafından görülüyor. 25. Aralık. 1857 yılından beri hizmet veren ve kırmızı çakan fener, kâh şehir hatları vapurlarını, kâh feribotları seyrederken İstanbul boğazı geçişi sırasında nefeslerin tutulduğu LPG yüklü tankerlere de yön verirken, yelken yarışlarının yapıldığı özel günlerde şiirsel güzellikler arasında kalıyor. Kızkulesi'ne gitmek isteyenlere ulaşım Salacak sahilinden Kızkulesi'ne yolcu taşıyan teknelerle sağlanıyor.

FENERBAHÇE FENERİ
İstanbul'un Anadolu yakasında Fenerbahçe burnunda yer alan fener son yapılan düzenlemelerle güzel bir gezinti alanının uç noktasında bulunuyor. Adaları, Moda kıyılarını, Sarayburnu ve Marmara'yı seyreden konuma sahip fenerin önünden ada vapurları, deniz otobüsleri, Kalamış marinaya giriş çıkış yapan tekneler geçiyor. Fener çoğu zaman yelken yarışlarına da tanık oluyor. Çevresinde bulunan yaşlı anıt ağaçlarla çevrili parkta ise sevgililer kol kola gezerken, yaşlılar, banklarda dinleniyor, çocuklu anneler trafikten uzak huzurlu ve sakin ortamın keyfini sürüyorlar. Fenerbahçe fenerinden İstanbul'da gün batımını seyredenler bir başka romantizm kazanıyorlar.

AHIRKAPI FENERİ
İstanbul Sarayburnu'nda yer alan, denizden yüksekliği 36m, zeminden yüksekliği 26 m olan Ahırkapı feneri her 5,5 saniyede yarım saniye ışık gönderiyor. Elektrik motoruna bağlı olarak çalışan fenerin ışığı ise 16 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor. Kızkulesi, Fenerbahçe fenerleri ile bir üçgen içinde hizmet veren fenerin denizle arasında kalan bölümünden sahil yolu geçiyor. Amatör balıkçıların balık tutup, sahil yürüyüşü yapanları kıyısından geçtikleri fenerin arkasında ise tarihi Topkapı Sarayı, şehir surları yer alıyor.
Ahırkapı fenerinin tarihi ise oldukça ilginç. Osmanlı İmparatorluğu dönemini 1755 yıllarında Mısır'a ticari mal götürmekte olan bir kalyon fırtınalı bir gece de Kumkapı mevkii kıyılarında bulunan kayalara bindirmiş. Zamanın Sadrazamı Sait Paşa olay yerine gitmiş. Yapılan kurtarma çalışmalarını yerinde takip etmiş. Daha sonra padişah III. Osman'a "Eğer bu mevkide bulunan surların üstüne bir fener yapılıp her gece üzerinde kandiller yakılsa, açıktan geçen gemiciler ışığı görüp rotalarını tayin edebilirler" demiş. Bunun üzerine padişah da Ahırkapı burnunun uç noktasına bir fener yapılmasını emir buyurmuş. Dönemin Kaptan-ı Deryası Süleyman Paşa, Ahırkapı'da surların bir burcu üstüne feneri yaptırmış, görevliler yerleştirip geceleri yakılması için zeytinyağı tahsis etmiş.
Tarihi yarımada bulunup Ayasofya'ya, Sultanahmet camisine komşu olan Ahırkapı feneri bugünkü haline 1857 yılında yeniden inşa edilerek kavuşmuş.
Ülkemizde fenerciliğin tarihi bu hikâye ile başladığı belirtiliyor. Osmanlı İmparatorluğunda ilk fenerlerin yapımı1855 yılı Kırım Savası sırasında gerçekleşmeye başlamış.

YEŞİLKÖY FENERİ
5 Ocak 1857 tarihinde hizmete giren ve İstanbul'un gözde semtlerinden Yeşilyurt sahilinde yer alan deniz feneri bir zamanlar bir başına Marmara'yı seyrederken hızla gelişen mimari sayesinde binaların içinde kalmış görüntüsüyle hayli ilginç bir görünüm sergiliyor.
Hasır restoranın bölgeden ayrılmasıyla yerine yapılan, adeta sırtına binmiş görüntüsü çizen bir gökdeleni arkasına alan fenerin önü ise doldurularak yürüyüş alanı kazanılmış bir güzergâh sonrasında denize uzanıyor.
Fener ve fenerci koğuşundan ibaret olup, bahçe içinde yer alan deniz feneri arkasında bir restoran, her iki yanında ise sahile uzanan bir sokaklar bulunuyor. Fenerden uzaklaşan martıların yeni konukları ise karakargalar.

Şimdi de İstanbul'dan ayrılıyor Tekirdağ'ı geçip Marmara Denizine açılıyoruz.

MARMARA EREĞLİSİ FENERİ
01.01.1861 yılında Ereğli koyunun güney ucunda burun üzerine kurulan fener denizden 52 metreyükseklikte, 26 metre kule yüksekliği ile görev yapıyor. Metal kule üzerinde yükselen fenerin ışığı 16 mil uzaklıktan görülme güçüne sahip.
Devvar fener sistemi, elektrik - akülü olup ampul cinsi50 W. Marmara Ereğlisi içindençıkan dar toprak yolla kısa sürede ulaşılan fener ve gardiyan evi etrafında tel ürgü çevresinde boş alan üzerinden dolaşarak burunun her iki yanına gidebiliyorsunuz. Deniz tarafından dolaşanlar Perinthos antik kentinden kalma antik bir mağara ile karşılaşıyorlar. Fenerin arka tarafından dolaşanlar balıkçı barınağını ve Marmara Ereğlisi'ni yüksekten görebiliyorlar.
Yarımadanın bir bölümü askeri mıntıka sınırları içinde bulunuyor.

HOŞKÖY FENERİ
Marmara Denizi Tekirdağ kıyılarında yer alan Hoşköy de ki rota feneri Hoşköy (Hora) fenerindeyiz.
Metal bir kule ve fenerci koğuşu ile tamamlanan yapı Marmara'yı, Hoşköy'ü, balıkçı barınağını yüksekten seyreden bir tepede yer alıyor.
Kule yanına araçla çıkılabildiği gibi, arkasından tarlalara giden toprak bir yol bulunuyor.
Fener kulesi çevresinde, meyve ağaçları ve kır çiçekleri göz okşarken, kule ile deniz kıyısı arasından geçen Mürefte sahil yolu üzerinde yazlıklar fenere en yakın komşu yapılar olarak yer alıyor.
Bir rota feneri olan Hoşköy feneri 1861yılında deniz seviyesinden 50 m yükseklikte. Fransa'dan özel olarak kule malzemesi saç ve putrel demirlerle Fransızlar tarafından inşa edilmiş.
20 metre yükseklikte ki kule günümüzde de bu orijinal halini koruyor.
Eski ismi Hora olan Hoşköy feneri, önceki yıllarda gaz yağı ile çalışırken günümüzde işlevini elektrik enerjisi ile gerçekleştiriyor.
Işığın görünüş mesafesi 19 deniz mili olan, dönmeli (devvar) Hoşköy feneri iki saate bir kurulan sarkaç sistemi ile çalışıyor.

GELİBOLU FENERİ
Çanakkale boğaz girişini kontrol edebilecek konumda bulunan Gelibolu Feneri denizden 50 metre yükseklik bulunuyor. Kâgir bina olarak inşa edilen ve 25 metre yüksekliğe sahip kulesinden çakan ışığı, 19 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor. Osmanlı İmparatorluğu dönemi 1856 yılından bu yana görev yapan fenerin bulunduğu görkemli panoramaya sahip burun park olarak düzenlenmiş. Fenere giden yolun başında Hallacı Mansur Türbesi, fenerin yanında ise Azebler Camii namazgâh görülürken, çeşitli yerlerde oturup feneri ve denizi seyrederek dinlenme imkânı bulunuyor.

MEHMETÇİK FENERİ
Kilitbahir kalesini, seyit onbaşı anıtını geçip Gelibolu yarımadanın en uç noktasına geldiğiniz zaman solunuzda Seddülbahir Kalesi, Ertuğrul tabyası, yöreye özgü anı eşyaları satan satıcıların tezgâhları, sağınızda Mehmetçik Feneri arkanızda İngiliz Royal Navy Battleship anıtı kalıyor. Yörenin ziyaretçisi çok olsa da kendinizi hüzünlü hissedeceğiniz bu noktada ayçiçeği tarlalarının bitiminde toprak patika yol da bitiyor. Fener, yalnızlığına razı göreve devam ediyor. Bir zamanların savaş alanı fener çaktıkça aydınlanıyor. 1856 yılında Fransızlar tarafından yapılmış olan tarihin görgü tanığı bu fener, Ege Denizinden Çanakkale Boğazına girişte Trakya’nın Gelibolu Yarımadasının en uç noktasında ve çok önemli bir mevkide bulunuyor. Mehmetçik Feneri denizden 50 metre yükseklikte olup kâgir olan fener kulesi ise 25 metre yüksekliğe sahip. Çakma karakteri kırmızı sektörlü FI. W.5 Sn, 19 mil görünüş mesafesi bulunuyor. Fenerde önce ışık kaynağı olarak fitilli gaz lambası, daha sonra LPG ile çalışan parlak ışıklı manşonlu (gömlekli) lambalar kullanılmış ve şu anda 1000 W lik elektrik lambası ile aydınlık sağlanıyor. Işık kaynağını kuvvetlendirerek, uzaktan görünmesini sağlamak için odak uzaklığı 500 mm olan dört adet kododiyoptrik panel kullanılıyor. Söz konusu optik paneller ova banyosu üzerinde dönebilen dairesel platform üzerine, dörtgen teşkil edecek şekilde yerleştirilirken, ışık kaynağı odakta sabit olarak yakılmakta ve platform üzerinde ki optik panellerin döndürülmesi suretiyle fenerin çakar ışık vermesi sağlanıyor. Fenerin kuledeki çelik tellerle aşağıya dik hareket eden ağırlıklara sahip olduğu belirtiliyor. Ağırlık inerken saat harekete geçiyor ve yolda ağırlık yukarı doğru geriye kurulmadığı takdirde ağırlık dibe ulaştığı zaman saat duruyor. Fener bekçileri optik sistemin hemen altında yer alan mekanizmaya bağlı geniş kurma kolu ile deniz feneri optik saatini kuruyorlar. Bu sistem evlerdeki saat makinesi mekanizmasına benzetiliyor. Fener bakıcısı halen üç saatte bir feneri kurmaya devam ediyor. Söz konusu makine ve optik paneller koruma altına alınmış olup halen kullanılıyor. Fener ve gardiyan binası ulusal miras olarak Kıyı Emniyeti ve Gemi kurtarma İşletmeleri genel Müdürlüğünce korunuyor.

ÇİMENLİK FENERİ
Boğaz havasının doya doya teneffüs edildiği bir yerde Çimenlik Kalesinin önünde yer alıyor. Çeşitli topların sergilendiği Çimenlik Kalesi açık hava müzesi bahçesinde yapılan yürüyüş sonrasında sağınızda deniz kıyısında görülen Çimenlik Feneri 14 metrelik sade bir kuleden ibaret, önemli mevkide görev yapıyor. Denizden kale ile birlikte oldukça anlamlı ve güzel görünen fener, 01. 01.01.1856 yılında denizden 26 metre yükseklikte kurulmuş. Elektrik akülü çakar karakterli fenerin 24 voltluk ampulü ile ışığı,10 mil uzaktan görünüyor.

KEPEZ FENERİ
Sinyal adı Kanlıdere olan Kepez Feneri 01.01.1936 kurulmuş ve Kanlıdere Mevkiinde bulunuyor.
Denizden yüksekliği 10 metre, kule yüksekliği 10 metre, görünme mesafesi 10 mil. Sesiz ve sakin ortamda görev yapıyor, bahçesinde antika fenerler barındırıyor. Fenere gitmek için Kepez’in geniş asfalt yollarından geçiyor, denize paralel ilerliyor, Kepez Belediyesi kampını sağınızda bırakıyor, asfalt yolu deniz seviyesinde takip ederek fenerin her iki yönde ki kapısına kadar gelebiliyorsunuz.

BATI BURNU POLENTE FENERİ
Bozcaada’da iki fener bulunuyor bunlardan en ünlüsü Polente Feneri Bozcaadalıların ve Bozcaada’ya gelen turistlerin, gün batımı turlarına katıldıkları batımı izledikleri adanın en batı noktasında rüzgârgüllerinin bitiminde bulunuyor. Elektrik üretim sahasına giriş izinli olduğu için fenerin yanına kadar araçla gitme imkânı yok, yandaki dar patika yol ise motorla gidilemeyecek kadar plaj kumu ile kaplı. Yürüyerek gidenler fener sahasını 1,5 metre yüksekliğinde tel örgü ile çevrili olarak görüyorlar. Çevrede egemen olan rüzgâr sesine karışan santralin rüzgar gülleri pervane dönüş sesi, deniz kokulu temiz hava Polente Fenerine ayrıcalık kazandırıyor.
Fenerin yakınlarına düzenlenen gün batımı turları için limandan kalkan minibüslere biniliyor, özel aracıyla gelenlerle beraber net, bulutsuz havalarda şölen gibi güneş batımı ve Polente fenerinin silueti uzaktan izleniyor.
1861 yılında inşa edilmiş ve bir ada feneri olan Polente Feneri Çanakkale'ye bağlı Bozcaada'nın güneydoğu burnunda yer alıyor.
Denizden yüksekliği 32 metre olan fener, çakar sistemli olup, 100 mm billur tipinde ve güneş enerjisi ile çalışırken, ışığının görünme mesafesi 15 deniz mili olduğu belirtiliyor.
Bozcaada bulunan Batı Burnu Polente Feneri çevresinde ki rüzgârla elektrik üreten pervanelerle yer alıp, konum olarak önemli bir noktada bulunuyor.
Çok önceki yıllarda Bozcada çevresinde gece seyir halindeki tekne ve gemilerin kayalıklara çarpıp batmaması, gemicilere yön göstermesi amacıyla burunlarda yağlı kandiller, bezler yakıldığı anlatılıyor.

TUZBURNU FENERİ
Bozcaada'nın diğer ucunda ise Tuzburnu Feneri yer alıyor. Polente fenerine göre daha az ziyaret edilen ve adayı çevreleyen yolun biraz altında bulunan Tuzburnu Feneri yanına gidebilmek için ise dar ve engebeli yolu kullanmaküzere altı yüksek araç veya motosiklet kullanmak veya ana yolda aracı bırakıp yola yayan olarak beş yüz metre devam etmek gerekiyor.


BABAKALE FENERİ
Asya kıtasının en uç noktasında bulunan Çanakkale'ye bağlı Tarihi Babakale kalesinin ucunda bulunan fener inşa edilmiş bir kule olmamasına rağmen konumu ve bulunduğu nokta itibari ile özellikli fenerlerimizden biri olarak görülüyor. Osmanlı döneminde yapılmış olan son kalenin uç noktasında balıkların geçiş noktasına hâkim bir burunda yer alan Babakale feneri çevresinde gezilebilen bir antik kale ve tarihi mezarlık ile yakınlarda oruç Baba türbesi bulunuyor.

SİVRİCE FENERİ

Işığını Midilli Adasının seyrettiği fener, 01.01.1863 yılında Çanakkale ili, Ayvacık ilçesi sınırları içinde bulunan Sivrice Doğu Burnu üzerinde hizmete girmiş. Denizden yüksekliği 16 metre, kule yüksekliği, 12 metre, görünme mesafesi 15 mil. Elektrik akülü 40 Watt ampullü Çakar fener, oldukça bakir bir alanda bulunuyor. Sokakağzı koyu pansiyonlarına tatil geçirmek üzere gelenlerin ziyaret ettiği Sivrice feneri, Sarpıncık, Babakale fenerleri gibi Anadolu’nun Ege denizine açılan en uç noktalarında gemicilere, balıkçı teknelerine, yatlara yol gösteriyor.


FOÇA DEĞİRMEN BURNU FENERİ
Gün batımında Değirmen Burnunda olup Foça Limanı ve kıyılarını, giriş çıkış yapan tekneleri, seyretmeye doyum olmuyor. Özellikle kıyılara veya burun da yer alan deniz feneri çevresine kadar araçla gidilebilen geniş toprak alandan, Beş Kapıların seyri büyük zevk veriyor. Girişteki tepeye tırmananlar yel değirmenleri kalıntılarından daha panoramik fotoğraf çekim imkânına kavuşuyorlar. 1887 yapım tarihli, denizden 20 metre yüksekte ki tepede yer alan kule yüksekliği 12 metre. Işığın görünme mesafesi 8 deniz mili olan Değirmen Burnu Feneri, çevrede dolaşan martıların üssü konumunda.

KARABURUN SARPINCIK FENERİ
İzmir Çeşme Yarımadası Urla-Karaburun yönünde yol alınca deniz kokulu birbirinden güzel koylara tepeden bakıp Karaburun’a ulaşıyorsunuz. Karaburun merkezinde bulunan Yeni iskele’den sonra 12 km daha ileriye, yarımadanın uç noktasına yaklaşınca önce Sarpıncık Köyüne, sonra da tepelere çıkıp en uç noktada Sarpıncık Deniz Feneri tabelalarını takip ederek toprak patika yollardan inişe geçiyorsunuz. Yarım adanın yalnızlığında masmavi Ege Denizinin fon oluşturduğu manzara içinde 12 metrelik beyaz kulesi ve bahçe içinde fener evi ile Sarpıncık Deniz Feneri ile karşılaşıyorsunuz. Çevrenizde uzun boylu bitkilere rastlamıyor fakat genziniz kuvvetli kekik otu kokusuyla yanıyor. Bu güçlü kokuya denizden süzülerek gelen yosun kokulu, iyot yüklü kuvvetli ve sık esen Ege rüzgârı karışıyor. Yarımadanın deniz seviyesinde biçimli kayalar ilgi çekiyor.
Denizden 97 metre yükseklikte bulunan Sarpıncık Feneri güneş enerjisi ile çalışıyor.
12 mil görünme erişimi olan çakar fener, kurulmuş olduğu 10.01.1938 yılından bu yana hizmet veriyor.

BODRUM FENERİ
Bir fener için bundan daha güzel bir manzara ve konum olamaz herhalde. Belki de Türkiye’de en güzel, en hareketli liman girişinde yer alan fener çevresinde hizmet veren restoranda oturanlar manzara ile bütünleşip, denizden esen rüzgârla hem serinletiyor, hem göz okşayan manzarayı seyrediyorlar. İsteyenler barda oturup içkilerini fonda Bodrum Kalesinin yer aldığı fener kulesine bakarak içiyor, isteyenler aynı manzaraya bakarak havuza giriyor. Gün batımında asil renklerle yıkanan kırmızı kubbeli fener kulesi, her fotoğrafa her açıdan ruh ve coşku katıyor.

BODRUM TURGUT REİS HÜSEYİN BURNU FENERİ
Bodrum Yarımadası Turgut Reis de bulunan fenere, su kanallarının çevrelediği lüks marinayı ve Sabancı parkını geçerek ulaşılıyor. Ağaçlarla kaplı burunda ve denizden 15 metre yükseklikte yer alan, 9 metre yükseklikte ki fenerin eteğinde, fenere komşu fener restoran yer alıyor. Elektrik akülü enerjisi ile ışığı 10 mil uzaktan görünme gücü olan fenerin her iki yanında bulunan koyları, turizmin hizmetinde plajlar, turistik tesislerle kaplı.
01.01.1964 yılından bu yana Turgut Reis Hüseyin Burnunda Akdeniz’den geçen gemilere göz kırpıyor.
Bembeyaz fener kulesi ve fener evinin lacivert denizle ahenkli uyumu göz okşuyor. Kıyı boyunca kumsalda güneşlenip denize girenler feneri zevkle seyrediyorlar.

DEVEBOYNU KNİDOS FENERİ
Anadolu'nun Akdeniz'e uzanan en uç noktasında, Datça'nın Knidos antik kentinde yer alan Deveboynu feneri,1931 yılında yapılmış.
Konum itibariyle Ege ve Akdeniz'i birbirinden ayıran nokta olarak belirtilen mevkii aynı zamanda coğrafi bakımdan deve şeklini andırması nedeniyle fenere Deveboynu olarak isimlendirilmesine neden olmuş.
Deniz seviyesinden 104 metre yükseklikte ki kule 9 metre olup yapıldığı tarihte gazyağı ile çalışırken, sonraları asetilen gazı ile çalışmasına devam etmiş. Fenerin Akdeniz ve egeye uzanan ışığının görünüş mesafesi 12 deniz mili.

GELİDONYA FENERİ
Akdeniz'in kılavuz fenerlerinden biri olan Gelidonya deniz feneri Antalya'nın Kumluca İlçesi Taşlık Burnunda yer alıyor.
Türkiye kıyılarının en yüksek feneri olup 227 m yükseklikte ki fener denizden 3 km içerde yer alıyor. Sivri kayalıklar üzerinde inşa edilen ulaşımı oldukça zor olan Gelidonya Fenerine elektrik ulaştırılamadığı için günümüzde bile hala elle kurularak çalıştırıldığı belirtiliyor.
Doğanın yalnızlığında, çam ağaçları kokuları arasında Akdeniz güneşiyle yıkanan Gelidonya Feneri altında bulunan tarihi Likya antik yolu, bilhassa yaz aylarında Adrasan, Kumluca gibi tatil köylerine gelenlerin kullandıkları güzergâhta, uzaktan da olsa tüm heybeti ile görülüyor.

ALANYA FENERİ

Alanya Feneri geçmişten bu yana Alanya Kalesi eteklerinde Dildare Burnu üzerinde yer alıyor. Son yıllarda ise Alanya limanı genişletildi dalgakıran yapıldı. Bilhassa çevre gezilerine günübirlik turist taşıyan dev teknelerle liman trafiği de oldukça arttı.
Dalgakıranın uç noktasına dört katlı olarak inşa edilen fener, hem Alanya'ya estetik kazandırdı, hem de dalgakıran üzerinde fenere kadar Alanya seyirli yürüyüş, hoş bir aktiviteye sebep yarattı. Günümüzde fenere yürüyen sevgililer aşklarının ölümsüz olması dileği ile fener korkuluk demirlerine asma kilit takıp kilitledikten sonra anahtarı denize atıyorlar.

PATARA FENERİ
Antalya il sınırları içinde Kaş yakınlarında Patara Antik Kenti sahilinde yer alan Patara Feneri'nin en büyük özelliği Dünyanın ilk deniz feneri olması.
Patara kumulları, sazlıklarıyla çevresi dolarak içerde kalan ve buna rağmen yer yer deniz suyu bulunan fener kalıntıları günümüzde restore edilerek ayağa kaldırılmaya çalışılıyor. Fener kulesi içinde yer alan basamaklarla bir katı çıkılabilen fenerin iki katlı kademeli kaidesi de eski taşlarla kaplanıyor.
20 m kenar uzunluğunda kare şeklinde kaide üzerinde blok taşlardan yapılmış olan fener kulesinin silindir çapı ise 9 metre. Zamanın önemli ticaret limanı olduğu bilinen Patara fener çevresinde üzeri harfler oyulmuş taşlar bulunuyor.


MERSİN FENERİ
1.1.1865 kuruluş tarihli fener Mersin'in bir mil güney batısında çevresi park ve yürüyüş alanı olan bir burunda ağaçlar arasında yer alıyor.
Denizden 14 metre yükseklikte bulunan deniz feneri, kule yüksekliği 12 metreyi buluyor.
Işığı 15 mil uzaktan görülen Mersin Feneri, elektrik akülü, ampul tipi 100 V halojen.
Akdeniz deniz fenerlerine devam edeceğiz şimdi Karadeniz'e çıkıyor ve turistik olarak oldukça fazla ziyaretçi ağırlayan Kafken, Cebeci sahillerinin biraz açığına uzanıyor ve ana karadan devam ettiğimiz yolculuğumuza ara verip Kafken adasına yanaşıyoruz.

KEFKEN ADASI DENİZ FENERİ
İskeleye yanaşır yanaşmaz rakı yapımında kullanılan kendi kendine yetişmiş anason bitkileri kokuları ile ilginizi çekmeye başlıyor. Defne ağaçlarının hâkimiyetinde ki adada, fener kulesine ulaşmak için, anıt haline gelmiş, kimsenin temasıyla karşılaşmadan büyümüş incir ağaçları, zakkumlar arasından geçiliyor.
Oldukça bakımlı ünitelerin bulunduğu, Karadeniz'in sert rüzgârına, ayazına, iklim koşullarlarına dayanıklı kalın duvarlı yapıların bulunduğu tepede Bembeyaz gövdesiyle deniz feneri yükseliyor. 30 Kasım 1879 tarihinde inşa edilmiş olup, sonraki yıllarda yenilenen deniz feneri karadan çekilmiş deniz altı hattı sayesinde elektrikle çalışıyor. Fener ışığı 15 mil uzaklıktan görülebiliyor, 360 derece görüş açısına sahip fener kulesi, Ereğli, Amasra, Trabzon yönüne giden gemilere yön veriyor.
Denizden 13 metre yükseklikte, 14 metre kule boyu ile adayı süslüyor.
3 saniyede bir 3 çakıyor, 6 saniye dinleniyor.
Kafken Adası içinde barındırdığı kale kalıntıları, antik sarnıçları gibi tarihi eserlere sahip olması nedeniyle sit alanı ilan edilmiş. Deniz feneri ve gemi kurtarma görevlileri, dalgakırana sığınan tekneler dışında ziyaretçisi olmuyor.

GERZE FENERİ
Karadeniz'in Sinop ili Gerze sahilinde deniz seviyesine yakın bir burunda dalgalarla çarpışan, adeta sürekli yıkanan deniz feneri, çevresinde dolaşma imkânı bulunan geniş bir platformla ziyaretçileri karşılıyor. Kıyıda ki yeri, yerleşim birimlerine çok yakın olmasına karşın, yalnızlığın buram buram yaşanıp, hissedildiği, huzur veren, senarist olup film, fotoğraf çekmeye özendiren özel bir konuma sahip. Etrafında bulunan balıkçı barınağı ve dalgakıran, arkasında yer alan restoranla bütünleşip seyir ve hoşça vakit geçirecek kompozisyonlar oluşturuyor.
Fenerde yaşayan bulunmuyor.

ZONGULDAK FENERİ
1908 yılında inşa edilmiş olan Zonguldak feneri Karadeniz sahili, Zonguldak ilinin denizden yüksekliği 53 metre olan bir burunda yer alıyor. 1985 yılından bu yana elektrikle çalışan fenerin 9 metre yükseklikteki kulesinden çıkan 500 Watt'lık ışığı 20 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor.

KEREMPE DENİZ FENERİ
Her biri ayrı efsane olan fenerlerimizden biri olan Kerempe feneri Cide ilçesinde bulunan Kerempe burnunda yer alıp, denizden 82 metre yükseklikte bulunuyor. Yüksekliğine Karadeniz'in sis'i bile ulaşamadığı belirtilen Kerempe feneri yanında sis düdük binası yer alıyor.


Deniz fenerleri, Kızılırmak nehrinin denize döküldüğü yerde Bafra feneri, Hopa-Sarp hudut feneri, İskenderun-Arzus Işıklı Köyü yakınlarında Akıncı feneri, Alanya kalesi üzerinde ki Alanya feneri, Anamuryum antik kentinde Anamur Feneri, İzmit'te, Antalya-Lara'da, Marmaris-Keçi Adası gibi daha birçok yerde bulunuyor.
Fenerler gezimize çeşitli noktalara denizden ve karadan yapacağımız yolculuklarla devam edeceğiz.

 
   
   
 

© Sihirlitur'daki tüm yazılar ve fotoğraflar
Haluk Özözlü
'ye aittir, alıntı
yapılamaz, izinsiz kullanılamaz.